Ali Ece: ''Beşiktaş iki faktörden çok çekti''

Ali Ece: ''Beşiktaş iki faktörden çok çekti''

Ali Ece, Hürriyet'teki köşesi için Beşiktaş-Trabzonspor maçını değerlendirdi.

Ali Ece, Hürriyet'teki maç yorumundan bazı bölümler:

İlk yarının bitmesine 5 dakika kala, Rhodolfo gereksiz bir dripling zorlayınca Beşiktaş 3 farklı galip bitirebilecek kadar pozisyon bulduğu ilk 45’i sadece 1 gol önde kapadı. Hâlbuki Rhodolfo o mavi ekran verdiği pozisyona kadar ilk 45’te sahanın en iyi isimlerinden birisiydi.

Santradan sonra Beşiktaş’ın topa ilk dokunduğu pozisyonda Trabzon’un gol girişimini kritik bir müdahale ile kesen Rhodolfo’ydu. Maçın ilk golü de yine Rhodolfo’nun sakatlık öncesinde zorluk derecesi yüksek maçlarda sık sık sahneye çıktığı bir korner karambolünde yaptığı kafa vuruşuyla geldi. Beşiktaş’ın bu sezon korner sonrası ligde attığı 4. golde Atiba’nın çalışılmış sıyırma aşırtması da zekiceydi.

(...) Gökhan İnler yokken en iyi oynadığı rolde tek çapa olarak sahada yer alan Atiba hücum presin boyunu da belirleyen, kısaltan isimdi. 40. dakikaya kadar Beşiktaş karşı presle kaptığı toplarla direkt hücum yaptı. Fabri’den başlayan ataklarda ise Oğuzhan ve Tolgay ikilisinden birisi direkt 10 numara oynamak yerine Atiba’nın önünde sağ iç-sol iç olarak hücum sürekliliğini sağlayan tempoyu dikte eden isimler oldular.

Rhodolfo’nun yaptığı hareket tecrübesine hiç yakışmadı. Skor 2-1’e geldikten sonra Beşiktaş ilk yarıyı bitiren düdüğe kadar bocaladı, oyun kimliği bulanıklaştı, temposu kekeledi. Santradan itibaren direkt hücumlarla şans arayan Trabzon’da ise savunma hattı ilk yarının en zayıf halkasıydı.

(...) İkinci yarıda Beşiktaş iki faktörden çok çekti:

1-) Türkiye Ligi'nde minimum iki maç oynamaya bedel olan Napoli maçı sonrası fiziksel, mental, ruhsal yorgunluk.

2-) Quaresma dışında doğal mevkisi kenar forvet-açık olan ikinci bir formda ya da yeterli bir oyuncusunun olmaması.

KERİM FREI KENDİSİNİ SORGULAMALI

Cenk kanatta bu haldeyken, Ömer'in de oyuncu profili çizgide oynamaya bu kadar tersken, Kerim Frei halen şans bulamıyorsa kendisini sorgulamalı. Olcay zaten Beşiktaş'a geldiğinden beri en formsuz dönemini yaşıyor. Devre arasında Gökhan Töre dönecek gibi gözüküyor. Töre'den daha iyisi yani mental açıdan daha olgun bir oyuncu olsa tabii ki daha iyi olabilir ama Töre şu ana kadarki hayal kırıklığını yaratmaya devam ederse zaten West Ham’dan satın alma bedeli olan 13 milyonu Fikret Orman pazarlığı bile tahsil edemez. Töre konusunda Beşiktaş, West Ham ve oyuncunun kendisi, her üç taraf için de “Zararın neresinden dönersen kârdır” durumu söz konusu.

Napoli yorgunu olan Beşiktaş, 2. yarıda fiziksel açıdan düşünce Trabzon’un yoğun presi Yusuf çıkana kadar çok etkili oldu. Beşiktaş, Quaresma haricinde topla hızlı mesafe kat edip boş alanları değerlendiren bir driplingcisi olmayınca Trabzon’un arkada bıraktığı boşluklardan faydalanıp skoru arttıramadı.

BİR GRAM BİLE STANDART YOK

Yusuf’un sakatlandığı pozisyonda Beşiktaş neredeyse Quaresma’dan yoksun kalacaktı. Pozisyon çok tartışılacaktır, naçizane fikrim Türkiye’de hakemlerin standardı olmadığı için birçok farklı fikir sabaha kadar çarpışacak. Ancak bu kafayla hakemlerimizde bir gram bile standart olmayacağı için başka maçta aynı hareketi yapan başka oyuncu kırmızı görürken bir diğeri sarı kart bile görmeyecek!

RÖLANTİYE ALMAK İSTERKEN...

Gökhan İnler oyuna dâhil olduktan sonra Beşiktaş maçı rölantiye almaya başladı. Ancak sonlarda çok geri çekilince pozisyon da verdi. İlk 40 dakikadaki oyun devam edebilseydi Beşiktaş maçı çok önce koparabilirdi. Lakin son 10 dakikadaki oyunu Trabzon daha önce oynamaya başlasaydı Trabzon en azından 1 puanı koparabilirdi. Zevkli maçtı, keşke izlerken lig ortalamasının üstünde zevk veren Yusuf Erdoğan sakatlanmasaydı, çok geçmiş olsun Yusuf…