"Bir buçuk yıl sonra bugün bir kez daha isyan ediyorum"

"Bir buçuk yıl sonra bugün bir kez daha isyan ediyorum"

Hürriyet Gazetesi yazarlarından Uğur Meleke dün akşam derbide yaşanan olaylarla ilgili bir yazı kaleme aldı.

Ajans Beşiktaş - İşte Uğur Meleke'nin o yazısı:

Bundan bir buçuk yıl önce, 4 büyük takım arasındaki deplasman yasağı kaldırıldığında bütün spor kamuoyu mutluydu, bense isyan etmiştim: Bu ülkede, deplasman yasağı konmasına neden olan hangi durum ortadan kalktı ki; 2016 kışında o yasaktan vazgeçildi?

Hangi teknik altyapı geliştirildi, hangi kanun iyileştirildi, hangi uygulama ikna edici bir hale getirildi? Evet, dün geceki olayların deplasman taraftarının maçlara girmesiyle alakası yok, farkındayım... Ancak şunu soruyorum ısrarla: Bu ülkede salon ve stat güvenliği konusunda hangi iyileştirici adımlar atıldı ki, apar topar deplasman yasağı kaldırılmıştı? Deplasman yasağını kaldırmadan önce binlerce başka problemimiz var bizim güvenliğe dair...

Bir buçuk yıl sonra bugün bir kez daha isyan ediyorum maalesef! Elektronik bilet uygulamasına geçtik, peki dün gece sahaya yabancı cisim yağdıran o teröristler şu anda hapisteler mi? Değilse, ne değişti Allah aşkına? Peki bu teröristleri tutuklamayı başarırsak dahi, onları birkaç yıl hapiste tutacak yasa değişikliği yapıldı mı? Yoksa maça gelip, teknik direktör ya da futbolcu yaralayıp, sonra “lütfen bir yıllığına maçları evinde izle” mi diyoruz o teröriste?

Ben şu anda aktif sporcu ya da teknik direktör olsam, kesinlikle meslektaşlarımı greve davet ederdim. Ve tekrar can güvenliğimiz sağlanana kadar, suçlu suçsuzdan ayırt edilebilene ve layıkıyla cezalandırılana kadar maçlara çıkmazdım... Bunun adı terör çünkü. Başka bir şey değil...

****

Müsabakaya dair...

Ortada futbol namına fazla bir şey yok. Ama şunun özellikle altını çizmeliyim: Son 2 günde kupa maçları için sahaya çıkan 3 İstanbul büyüğünün de kadro tercihleri bence doğru değildi...

Manchester United, Çarşamba akşamı ligde Bournemouth’la, cumartesi de Federasyon Kupası yarı finalinde Tottenham’la oynayacaktı. Ligde ilk dört için kısmen rahat oldukları için, hedef maçı cumartesi günkü Tottenham karşılaşması. Mourinho da ligde klasik kadrosunda değişiklikler yaparak Bournemouth maçına çıktı. Maç öncesi Mourinho’ya şu soru soruldu: “Hafta sonundaki Tottenham maçını düşünerek mi rotasyon yaptınız?”

Mourinho’nun cevabı şöyleydi: “Rotasyon sözcüğünü sevmiyorum. Çünkü bugün sahaya çıkan oyuncular hafta sonu oynayamayacaklarmış gibi bir izlenim doğuruyor. Asla öyle bir şey yok. Bugün iyi oynayanlar, hafta sonu sahada olacaklar. Benim forma vermek için tek kriterim var: Maç performansı. Başka kriterim yok. Oyuncunun fiyatına, maaşına, dışarıdaki davranışlarına bakmıyorum. Sadece maçta ne yaptığına bakıyorum. Sizi temin ederim, bugün beni oyunuyla ikna edenler, cumartesi günü sahada olacaklar”

Çarşamba akşamı Galatasaray, kupada Akhisar’ı konuk ediyor. Lig kadrosuna göre tam 9 değişiklik yapmış Fatih Hoca... Ve Muslera-Fernando dışındakiler gayet iyi biliyorlar ki, hafta sonunda sahada olmayacaklar. Perşembe akşamı Fenerbahçe-Beşiktaş oynuyor, Fenerbahçe lig 11’iyle sahada. Beşiktaş’ta da Atiba dışında lig 11’i. Her 3 hocanın da 25 kişilik kadrolarına verdikleri mesaj aynı: İdeal 11’ler belli. Kalanlar yedek. Siz ağzınızla kuş da tutsanız, durum değişmeyecek.

Oysa Kocaman bu maçta ilk 11’de Isla, Valbuena, Mehmet Ekici’den ikisine ya da üçüne görev verse, ligin geri kalanı için kadrosunu bir miktar genişletme fırsatı doğmaz mıydı? Şenol Güneş’in net bir santrfor problemi varken Larin’i kullanmak için iyi bir fırsat değil mi bu maç? Ayrıca Vida ve Gökhan Gönül gibi önemli yıldızlar bu maçta forma giyseler, ligin geri kalanı için opsiyonlarınızı genişletmiş olmaz mıydınız?

Ama bizim teknik adamların kupa maçından anladığı şu: 
a)Maç önemliyse, bire bir lig kadrosu ile çık.
b)Maç önemsizse 11 benzemez yedeği sahaya sür!

Her iki durumda da yeni bir oyuncu kazanma şansın neredeyse yok. Maçın tek faydası, kadroda kimin as, kimin yedek olduğu konusunda hiçbir şüphe kalmaması. As-yedek ayrımının keskinleşmesi. Gerçekten, anlaşılır gibi değil.