Cem Dizdar: "Beşiktaş’ın elinden şampiyonluğu ancak..."

Cem Dizdar: "Beşiktaş’ın elinden şampiyonluğu ancak..."

Cem Dizdar, 3-2 skoruyla siyah-beyazlıların galip geldiği Beşiktaş-Adanaspor maçını değerlendirdi.

Ajans Beşiktaş - Fanatik gazetesi spor yazarı Cem Dizdar, bugünkü köşesinde maç hakkında şunları yazdı:

Kartal, oyun istikrarını sağlayamayıp, ezberlenmiş oyunları uygulamasa da eforu sayesinde kazanmayı bildi. Beşiktaş’ın moral seviyesi, oynama becerisi, puan cetveli diyor ki: “Beşiktaş’ın elinden şampiyonluğu ancak Beşiktaş alır”.

Kadrolar açıklandığında görüldü ki, Beşiktaş ‘tek kanatlı’ydı, sadece Babel. Ancak uzun süredir yan yana görmediğimiz Oğuzhan/Tolgay ikilisinin sahada oluşu oyun merkezinin her zamankinden daha öne taşınmasına yol açtı. Bu da Quaresma’nın yokluğunda Gökhan Gönül’ü, en azından maçın ilk 25 dakikasında, etkili iş yapamasa da bir kanat oyuncusuna dönüştürdü. Elbette ‘oyun merkezi’nin önde oluşu rakip üzerinde baskı kurmanızı kolaylaştırıyor ancak bunun için güvenli bir defans bloğu da aynı oranda ihtiyaç. Çünkü arkada ister istemez geniş alanlar kalıyor. Marcelo, geriden oyun kurma işini üstlenince arta kalan o koca alanı Atınç’ın savunmasını ummak fazla iyimserlik olurdu ki, Magaye Gueye pasından gelen Roni golü de bunu kanıtladı. Harcadığı efora, attığı gole, sahada işgal ettiği alana rağmen Beşiktaş’ın ilk 30 dakikada oyunu ele alabildiğini söylemek zor olurdu.

Quaresma’yla tempo arttı

Bu nedenle ilk golü kuran Tolgay ile Oğuzhan pozisyon değişikliğine gitti, Talisca da Gökhan’ın önüne sağ açığa!.. Yani Oğuzhan’ın yeri hariç ‘bildik düzeni’ne en yakın haline. Ancak baskılı, arzulu, arayıştaki oyununa rağmen ilk yarı verimli ve yaratıcı olduklarını söylemek güç. Adana ise o baskıya rağmen sükunetle kendini savunup yakalayabileceği fırsatları gözledi... İkinci devreye ‘geminin temel direği’ Atiba yerine Quaresma ile başlayınca oluşan yeni düzen Beşiktaş’a biraz daha tempo yükledi ve bu da ilkinde olduğu gibi golü getirdi. Tolgay’ın müdafaaya sırtını yaslamış bekleyen Talisca’yı görmesi yetti. Ancak savunma hâlâ sıkıntılıydı hele ki Atiba’nın yokluğunda. 65’e kadar Fabri neredeyse kurtarış yapmadı ama iki gol yenmişti bile. Attığı iki golü de ortadan gelen organizasyonlardan bulmuşken ikinci devreyi sürekli kenarlardan oynamaya çalıştı Beşiktaş. Üstelik Babel de ‘görünmez oynarken’. Ne var ki, topu Aboubakar’a indiremedikçe zaten sükunetle oynayan Adana’yı iyice oyuna ortak etti. Beşiktaşlılar, “Kayseri maçına döner mi acaba?” diye düşünmeye başlarken duran toptan arka unutulan ya da diğer deyişle oraya sızan Tosiç, bir stoper için pek övünülecek bir yanı olmasa da gözü kapalı halde kafa vurarak (!) golü yaptı.

Savunma zaafiyetleri

Saha içi gelişmelere göre oyuncuları sürekli pozisyon değiştirdiğinden Beşiktaş ‘oyun istikrarını’ sağlayamayıp ‘ezberlenmiş oyunları’ uygulayamadıysa da eforu sayesinde maçı kazanmayı bildi. İki takımın ligdeki yerleri göz önüne alındığında Adana’yı bu kadar oyunun içine çeken tavrın Beşiktaş’ın savunma zaafiyetleri olduğu açık. Bir tercih yapıyor Şenol Güneş; beceriyi, tempoyla birleştiriyor ve savunma eksiklerine rağmen her maça talip oluyor. Bu da Beşiktaş’ın ligdeki farkını oluşturuyor. Ama unutmayalım bu lig de buna fazlasıyla izin veriyor!.. Ligdeki gelişmeler, Beşiktaş’ın moral seviyesi, oynama becerisi, puan cetveli diyor ki, “Beşiktaş’ın elinden şampiyonluğu ancak Beşiktaş alır!”