Kimseyi asmayın, gerçekleri görün!

3 gün önce UEFA Kupası'nda çeyrek finale yükselirken rakibi Olympiakos'a 4 gol atan Beşiktaş, Süper Lig maçında Antalyaspor karşısında yorgundu ve deplasmanda 2 puan bıraktı. Yorgunluk nedenlerini futboldan anlayanlar bilir; son 10 günde 4. maça çıkmak takımı yorar, UEFA Kupası son 16 turunda rakibine karşı koca bir 45 dakika 10 kişi oynamak takımı yorar, yorar da yorar. Nedenleri çoğaltabiliriz.

Son 90 dakikada rotasyon olur muydu, olmaz mıydı tartışmasını da kenara bırakarak söylüyorum; art niyetli hakemle olmaz. Üstüne basarak bir kez daha söylüyorum; kötü hakemle olur, ama art niyetli hakemle olmaz.

2 sezondur yaratılan bir algı var: Beşiktaş kollanıyor! Hayir efendim, Beşiktaş kollanmıyor! Beşiktaş rakip ceza sahasına rakiplerinden fazla giriyor ve penaltı kazanıyor; Beşiktaş fazlasıyla ikili mücadele kazanıyor ve rakipleri de kaybettikleri ikili mücadelelerini ardından yaptıkları faullerle sarı kart görüyor. Olay bu kadar basit!

Futbola bu gözle bakmayanlar, bakmayı bilmeyenler, bakmak istemeyenler ise öküz altında buzağı arayarak hakemleri eyyam yapacak hale getirdi. Ama n'oldu? Sezon başında Beşiktaş'a sürekli laf eden, her iki sözünden biri Beşiktaş olan Galatasaray Yönetim Kurulu Üyesi Levent Nazifoğlu'nun pili bitti, istifa etti. Beşiktaş'la uğraşamayanlar, Quaresma'yı almayanlar (!) Antalya'da taşeron buldu. Ya devamı? Devam şöyle oldu: Beşiktaş'a karşı nefret tohumları ekildi. Karabük'te, Antalya'da Beşiktaş'ın takım otobüsü taşlandı.

Peki bu durumdan kim memnun?

Cevap basit: Rakipler!

Neden?

Çünkü Beşiktaş'a karşı sahada kazanamayan takımlar, ya eyyamla sahada kazanıyor ya da kendi taraftarının otobüs taşlamasıyla taraftar nezdinde saha dışında.

Ancak herkesin unuttuğu bir gerçek var: Beşiktaş artık eyyam yapana da, taş atana da, 'kapak' yaptık diye geçinene de cevabını vermektedir ve verecektir...

Önceki ve Sonraki Yazılar