"Neymiş? 4-4-2 de olabilirmiş!"

"Neymiş? 4-4-2 de olabilirmiş!"

Milliyet gazetesi yazarı Atilla Gökçe, Bursaspor-Beşiktaş maçını değerlendirdi.

Ajans Beşiktaş - Milliyet gazetesinden Atilla Gökçe köşe yazısında şunları yazdı:

Yüksek gerilim ya da yüksek basınç... Ne derseniz deyin. İki takım da farklı nedenlerle aynı koşullar altında oynadılar.. Daha doğrusu oynayamadılar..

Bursaspor, farklı yenilgilerle hiç de beklemediği bir irtifa kaybına uğrayınca, peş peşe istifa eden- değişen hocalarla günü kurtarma telaşına düştü. Futbolcuların da taraftarların da aradığı fırsat Beşiktaş maçıydı. Timsah Arena’da daha dirençli, daha cesur, daha çok koşan, kontralarda gol arayan bir ev sahibi vardı. Lig liderliğinde 7 puanlık avantajında, en yakın rakibine 3, ezeli rakibine de 2 puan kaybeden Beşiktaş’ın elinde - avucunda iki puanlık küçük bir fark kalmıştı. Kredisi tükenmiş, kadrosu eksilmiş (Talisca), sinirleri bozuk bir konuktu Beşiktaş.

Evet, topa daha çok sahip oldular. Gol girişiminde, isabetli pasta, kornerlerde üstünlük konuk takımdan yanaydı. Ne var ki bu kaliteye rağmen, ilk yarıda aradıkları golü bulamadılar.

Karşılıklı sertliklerle geçen maçta Şenol Güneş, Talisca’ya bir vekil aramamış, Oğuzhan Özyakup’u klasik 10 numara olarak görevlendirmişti. Merkezden forvet arkasına geçen Oğuzhan, beklenen etkinliği gösteremedi. Çok koştu ama yaratıcı bir oyun kuramadı, kilitleri çözecek bir pas atamadı.

Beşiktaş kaçırdıkça Bursaspor’un baskısı ve cesareti arttı. İki mutlak gol pozisyonuna girdiler. Şenol Güneş’in hamlesi geldi sonra. Atiba’yı alıp sahaya Cenk Tosun’u süren Şenol Hoca, radikal biçimde 4-4-2’ye döndü. İki kanadın daha çok sorumluluk üstlendiği. Aboubakar ile Cenk Tosun’un birbirlerini eşleyerek oynaması, Beşiktaş’ı adeta canlandırdı. Tıkanık oyun birden akmaya başladı. Tolgay’ın merkezden çıkardığı harika bir topla buluşan Aboubakar, kendisinden beklenmedik biçimde harika bir ara pasıyla doğru koşu yapan Cenk Tosun’a akıl dolu bir asist yaptı. Önce çalım, sonra isabetli bir vuruş ve gol...

Merak ediyorum: Kim daha çok sevindi dün? Maçın başından beri gol umuduyla dokuz doğuran Beşiktaş taraftarları mı? Yoksa o golü atmak için haftalardır üzerindeki ölü toprağını savuran Cenk Tosun mu? Yanıt (c) şıkkı: İkisi de!

Bursaspor 65’deki golden sonra inanılmaz reaksiyon gösterdi. Maçı çevirmek için müthiş baskı kurdular. Başaramadılar. Beşiktaş’ın hem savunmada, hem de orta alanda dayanıklı ve akıllı bir oyun çıkardığını söyleyebiliriz. Dünkü Beşiktaş’ta, maçın tümüne baktığımız zaman, herkes görevini yaptı. Fabri, Gökhabn, Quaresma, Babel, Oğuzhan ve ille de Tolgay... Herkes eli böğründe beş dakikalık uzatmayı beklerken Aboubakar da Tolgay’ın asistiyle son imzayı attı.

Beşiktaş, koltuğa yeniden oturdu. Sonunda kimin sahipleneceği elbette belli değil. Ama yaşadığımız şu müthiş maceraya ve iki adayın kahramanlarına selam olsun! Bolca sarı kart... İtirazlar, bitmeyen sertlikler... Bülent Yıldırım soğukkanlılıkla yönetti maçı. Q7’nin Şamil’e hareketi kırmızılık. Sarı gösterdi ve Portekizli tarafından alkışlandı. Darılmaca yok. Orada kırmızı kart gerekiyordu.