Şampiyonlar Ligi'nde gurubunu lider tamamlayan ilk Türk takımı olarak tarihe geçen Beşiktaş'ı başta futbolcular ile takımın çalıştırıcısı Şenol Güneş'i ve bütün yönetim kurulunu kutlayarak yazıya başlamak istiyorum.

Liverpool deplasmanında Beşiktaş 8 tane yediğinde ben 11 yaşımdaydım. Maçı televizyondan izlemiş ve ertesi gün okulda arkadaşlarımın dalga geçmelerine maruz kalmıştım o dönemdeki her Beşiktaşlı gibi. Yıllar geçtikçe bu maçı unutmaya başladım. Avrupa Ligi'nde, Liverpool'u elediğimiz maçta Olimpiyat Stadı'ndaydım. 8-0'lık maç nasıl hayatımın en kötü günlerinden birisi olduysa, Liverpool'u elediğimiz maç da hayatımın en güzel günlerinden birisi olmuştu. Diğer sene şanssızlıklarla geçen bir Lizbon maçı falan derken Beşiktaş yeniden Şampiyonlar Ligi arenasında boy göstermeye başladı.

Gruptan çıkarız, iyiyiz dedik. Her şeyi son maça bıraktık, bu sefer de karşımıza buz gibi havada, Beşiktaş'ı katletmeye çıkan bir hakem çıktı. O gün maç bir an önce bitsin diye çok dua ettim. Çünkü; Kiev'in durmaya pek niyeti yoktu. Bunu maçtan sonra yaptıkları açıklamalarla da gösterdiler zaten. Bir hüsran da Kiev deplasmanında yaşamıştık.

Geldik 2017-2018 sezonuna, belki de en çekişmeli grubu çektik. Çoğu insan Beşiktaş'a bu grupta şans vermiyordu. Ama kaliteli kadrosu ve başarılı teknik adamı ile Beşiktaş, henüz ilk maçtan 'Bu grubun ağabeyi benim' dedi. Grubu adeta süpüren Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi'nde gurubunu lider tamamlamayı başaran ilk Türk takımı olarak da adını tarihe altın harflerle yazdırmayı başardı.

Fazla uzatmadan; Beşiktaş, bugün yakaladığı konumu sonuna kadar hak etti. Geçmişte yaşadığı acı tecrübeleri, hep içinde biriktirerek bugünlere geldi ve şimdi zirveye çıktı. Umarım iyi bir kura ile en azından çeyrek finali görür bu takım. Bize yaşattığın gurur için teşekkürler Beşiktaş.