Ufuk Sarıca'dan önemli açıklamalar! 'Beşiktaş ve Milli takım...'

Ufuk Sarıca'dan önemli açıklamalar! 'Beşiktaş ve Milli takım...'

Milli Takım'ın ve Beşiktaş'ın hocası Ufuk Sarıca, EuroBasket'te ikinci bir devşirme oyuncuya sahip olsalardı sonucun çok daha farklı olabileceğini söyledi.

Ajans Beşiktaş - Turnuvaya sayılı günler kala Dixon'ın kadrodan çıkarılmasıyla birlikte kritik anlarda tecrübe eksikliği yaşadıklarını itiraf eden Sarıca, "Gönül ister ki devşirme olmasın ama şampiyon Slovenya'da bile devşirme oyuncu var."

Milli Takım'ın başında ilk ciddini sınavını EuroBasket'te veren koç Ufuk Sarıca, Karar gazetesine çarpıcı açıklamalarda bulundu. 12 Dev Adam'ın şampiyonada bundan daha iyisini yapmasının çok zor olduğunun altını çizen Sarıca, öz eleştiri yapmak gerekirse 2001'de ikinci olduğumuz EuroBasket'ten bu yana neler yapıldığını sorgulamamız gerektiğine dikkat çekti. Esas tartışmamız gereken noktanın burası olduğunu ifade eden deneyimli koç, "Aynı İspanyollar Gasol kardeşlerle 7-8 final oynamış bu süre zarfında ama sen ülkende 1 tane final oynayabilmişsin" dedi.

* Milli Takım'ın başında ilk büyük şampiyonanız EuroBasket'le başlamak gerekirse?

Gelen oyuncuları ve koçlarıyla EuroBasket üst düzey bir organizasyon. Her ne kadar takımlarda eksik oyuncular olsa da bizim için zor bir turnuvaydı. Oyuncularımızın özellikle form durumları ve oynamalarıyla alakalı sıkıntılar bizi etkiledi. Sıkıntılı bir turnuvaydı bizim için. Zor bir gruptaydık. Sahada hakikaten çok iyi bir mücadele eden Milli Takım oldu. Sonuçlardan da öte kimsenin kimseye sabrı kalmadığı şu dönemde herkes tarafından desteklenen bir takımdık. Son dönemde sporu spor olmaktan çıkardık, kazanmak veya kaybetmek üzerine yapılandırıyoruz. Herkesin zevk ve keyif aldığı bir Milli Takım izlettik. Belli başlı 3-4 tane oyuncumuza önemli görevler yükledik. İlerisi için önemliydi. Bu bakımdan artılarıyla geride kalan bir turnuva olarak bakıyorum. Sonuçlar bazında baktığınızda kendi evimizde oynanan turnuvalarda daha önce 2 tane madalya almış olmamız belki insanların kafasında bir soru işareti yaratabilir ama o takımla bu takım arasındaki hazırlık ve oluşum farkları olduğu bir gerçek. Bunu da unutmamak lazım.

* Cedi ve Furkan kendi takımlarında almadıkları görevleri üstlendiler?

Hepsi için geçerli, bir tek Cedi ve Furkan da değil. Melih de keza öyle. Sertaç da ilk defa milli oldu o yaşında.

* Size gelen tepkiler nasıl şampiyona sonrası?

Çevremden çok güzel tepkiler aldım. Takım olabilen, mücadeleyi sonuna kadar gösteren bir Milli Takım vardı. Bunun aksini düşünenler de olabilir. Biz aşırı uçlarda tepkiler veriyoruz ya çok seviyoruz ya çok nefret ediyoruz. Sosyal medyadaki yorumları takip edecek vaktim yok. Olumsuz eleştiri yapanlar içerideki durumu ne kadar biliyorlar? Biz öz eleştiri yapacaksak, hadiseye doğru yönden bakacaksak bu takımla bundan iyisini yapmamız çok kolay değildi ama baktığınız vakit gruptaki 3 maçı da kazanabilirdik. İspanya'ya karşı oynanan maçta oyunu kazanabilecek hamleleri yaptık ama kapasitemiz yetmedi. Hücumda o sorumluluğu alabilecek, takımı 3 pozisyon taşıyabilecek bir oyuncu yoktu bu bir gerçek.

* Sinan Güler gibi tecrübeli isimler de vardı ama kadroda?

Sinan'ın çok formsuz bir dönemine denk geldik. Ondan daha fazla katkı alabileceğimizi hesaplamıştık. Kendi takımında oynamayan bir sürü oyuncunun orada rol aldığını gördük. Son karar anında malesef eksiklikler yaşadık. Bunu da gerçekçi olarak ortaya koymak lazım. Bu takımla daha fazlası mümkün değildi.

* Şampiyona öncesi hedefiniz neydi?

İlk 8'e kalmayı hedef koymuştuk. Ondan sonrasını zaten oynayıp görecektik. Grupta 3 tane çok iyi takım var. Bize diğer torbadan Euroleague ve NBA oyuncularına sahip Letonya da geldi. Bu grupta kıl payı kaybedilen 3 tane maç var. İspanya karşısında da mücadelemizi gösterdik ama sonunda gücümüz yetmedi. Skor zaten o maçın hakkı değildi. Kadrolara baktığınızda da İspanya'dan biz baya gerideyiz.

* EuroBasket’te özeleştiri yapmak gerekirse neyi eksik yaptık ya da daha iyi yapabilirdik?

Bu takımla ben şunu söyleyebilirim; bu takım elinden gelenin en iyisini yaptı. Daha iyisini yapamazdık. Bir sürü kulübünde oynayamayan oyuncu var ve uzun oyuncun 7 aydır basketbol oynamıyor. 4 numara Ersan diye plan yapıyorsun, gelmeyince 3 numara oynayan Cedi’yi 4 numaraya kaydırıyorsun. 1 numara Dixon son anda kadroya giremiyor ve orayı daha genç oyuncularla kapatmaya çalışıyoruz. Sinan maalesef hiç hazır değildi. Öz eleştiri yapmak gerekirse; niye bu hale geldik? 2001’lerde o müthiş kadro vardı 2013’e kadar. 12 senede biz ne yaptık? Esas tartışması ve aranması gerekenler bunlar. O aynı İspanyollar Gasollarla 7-8 final oynamış bu süre zarfında, sen ülkende 1 tane final oynamışsın. Bunu sorgulamak lazım.

* Büyük bir genç nüfusa sahip Türkiye 2 milyon nüfusa sahip son EuroBasket şampiyonu Slovenya'dan neyi eksik yapıyor?

Bunun nüfusla alakası olmasından ziyade kültürle ilgisi var. Biz altyapıya önem verdiğimizi söyleyip doğru işler yapmıyoruz. Yaptığımız dönemler oldu ama çoğunlukla da buralarda eksikliklerimiz var. Organizasyon olarak baktığınızda Slovenya ve Sırbistan hep basketbol ülkesi. Biz kulüpler düzeyinde çok iyi bir lige sahibiz Avrupa'da ama bir Slovenya kadar basketbol ülkesi değiliz. O kültürü, o görgüyü yoğunlaştırıp genç kuşaklara öğretmemiz lazım. Kulüpler bazında dereceler önemli ama aldıkları başarılarda işin içinde yabancı oyuncular var. Slovenya'nın kulüp düzeyinde hiçbir büyük başarısı yok. Aynı şekilde Sırplar da 1 takımla oynuyorlar Avrupa'da. Böyle bir çelişki var. Kulüplerde başarı istiyoruz ama bazı oyuncuların gelişim süreleri azalıyor. Onlarda böyle bir durum yok ve devamlı bir üretim var. Bizim daha altlara inip bu kültürü daha yaygın hale getirmemiz lazım. Basketbol ülkesi olabilmemiz lazım. Bence hata burada. Altyapıda derece beklememek lazım. Genç oyunculara basketbolu öğretmek lazım. Basketbolu öğrenmeden başka şeyler öğrenip altyapılarda gelen bir başarı bence çok önemli değil. Oyuncu bazında biz onları ne kadar ilerletebiliyoruz önemli olan nokta bu. Daha sonrasında A Takım seviyesinde biz sıkışıyoruz, onlar öğrendikleri işi daha ileriye götürme şansına sahip oluyorlar.

* Turnuvada hakemlerle olan diyaloglarınız da çok dikkat çekti!

Ev sahibi olup da ne 2001 ne de 2010'da böyle oldu. Hakemle ilgili en ufak bir avantajımız olmadı. Aksine çok abesk kararlar vardı maçlarda. Bençte ayağa kalkana teknik faul çaldı. 2 defa asistan koçlara teknik faul verdi. Bu kadar basit olmamalı.

* Hakemlerin kararlarında bir kasıt, art niyet görüyor musunuz?

Kasıt arayıp kendini doldurursan bu durum sahada kalmanı engelliyor. Ama bazı çalınan düdüklerin de abesk olduğu bir gerçek.

* Dixon, Ersan ve Ömer olsa durum değişir miydi?

Bir gerçek var ki; hem Ersan hem Dixon üst düzey oyuncular. 1-2 tane topa maç kaybettiğimiz karşılaşmalarda onların olmasıyla sonuç kesinlikle farklı olurdu.

* Dixon'ın yaşı 35'e geldiği için yeni bir devşirme oyuncu olarak Wilbekin ya da Wanamaker'in oynatılacağı öne sürülüyor? Milli Takım'ın değişim sürecindeyken bir devşirme oyuncuya ihtiyacı var mı?

Sırbistan ve Rusya hariç hemen hemen hepsi devşirme kullanıyor. Eğer bir ihtiyaçsa bizim de kullanmamız doğal. Şu anda sıkıntılarımız da var. Keşke gönül ister ki devşirme olmasın ve tamamen Türk bir kadroyla oynayalım. Geçen sene yapmamız gereken bir tane daha devşirme olarak hazırda bir oyuncu bulundurmamız lazımdı.

* Böyle bir hakkımız var mı?

Tüm ülkelerin var. Şampiyon olan Slovenya'da Randolph devşirme olarak oynuyor. İspanya’da 2-3 tane devşirme var. Çoğu ülkede 2-3 tane var. Bu işin sakatlık boyutu, oyuncunun gelmek istememe durumları oluyor. Biiliyorsunuz turnuvaya sayılı günler kala Dixon’ı sakatlığı sebebiyle çıkardık kadrodan.

* Aklınızda kim vardı 2. bir devşirme olsaydı?

Wanamaker ya da Wilbekin olabilirdi. Devşirme kullanılacaksa ikinciyi yedek olarak tutmak lazım. Bununla ilgili bizim de federasyonun da bazı fikirleri var.

* FIBA ve Euroleague arasında takvim krizi yaşanıyor…

Çekişmenin zarar getirdiği çok net belli. Geçici çözümler getiriyorlar. Hazırlanma tarafı da var. 1 günlük antrenmanla milli maça mı çıkacağız? Basketbola zarar veren süreç. Takvimle herkesin belli alanlarda birbirine saygı duyarak, oyuncuları da arada bırakmadan çözmesi lazım. Oyuncular gitmezlerse ceza mı alırlar, ortada kimsenin bilmediği karman çorman bir durum var. Ben de dahil kimsenin bir fikri yok şu anda.

* Federasyonun Gençler Ligi projesi Türk basketbolunda yabancı kuralı için yeterli mi?

Yerli oyuncunun varlığına, oynamasına, karakter koyması taraftarıyım. Ben hep yerli oyunculara yer veriyorum Beşiktaş'ta ve bu sayede birçok başarı elde ettik. Geçen sene ligde final oynarken Türk oyuncunun varlığı etkili oldu. Sistem değişti, bir çelişki var ortada. Kulüplerde başarı olmazsa, kimse genç oyuncu oynadı mı diye bakmıyor belki. Sistemde de bir sıkıntı var. Bugün 25-26 yaşında getirdiğiniz Amerikalı oyuncunun doğuştan gelen artılarına buradaki 19 yaşındaki yerli oyuncunun aynı rekabeti sürdürmesi pek kolay değil. Geçmiş dönemlerdeki 3+2 sisteminde belki yanlışlar oldu. Bazen sahada Türk olmuyor, gelen her yabancı da kaliteli değil. Yabancı kuralını tekrar düzenlemekte fayda var. Daha mantıklı bir orta yol bulunmalı. Gençler Ligi önemli bir adım ama yeterli değil. Bunun yanına başka bacakları da eklememiz lazım.

* Ne gibi mesela?

Belki takım yapılıp ülke dışında bir organizasyonda oynatılabilir. Belki sahadaki yabancı sistemiyle düzenlemeye gidilebilir. Kıtalararası belki sınır getirilebilir ama hepsinin bir artısı eksisi oluyor. Burada yapılması gereken en önemli şey altyapıdaki antrenöre yatırım yapılması.

* Altyapıdaki antrenörler yeterli değil mi?

Altyapıdaki antrenörlere maddi ve manevi bir değer verilip, o insanları bu yapının içinde tutmak lazım. Doğru insanlara yatırım yapıp basketbolu öğretmek lazım. Herkes oyun öğretiyor. Oyunun ruhunu ve topsuz oyunu öğretmek başka bir şey. Bizim altyapıda oyunculara bunu vermemiz lazım. Bunu verirsek üst yapıya geldiklerinde oyunu öğretmek çok kolay. Oyunu bilmeyen oyuncu, oyun öğrenerek üst yapıya geliyor. Sonra bir bakıyorsunuz A Takım seviyesinde hala baş üstü pas vermeyi bilmeyen ve pasın şiddetini ayarlayamayan oyuncularla dolu. Geçmiş dönemde çok önemli altyapı antrenörleri vardı.

* Ne yapmalıyız peki bunun için?

Şimdi daha fazla genç kuşak var ama basketbolu sadece internetten öğretmeye çalışıyorlar ama olayın özünü göstermek lazım. Bence buraya hem federasyon hem de kulüpler bazında yatırım yapmamız lazım. Özel antrenör gelişimi uygulamamız lazım. 3-5 isim olur ve oralara yatırım yapılır. Onlar oyunculara bunu öğretirler. Biz alttan gelen o nesille beraber çok daha sağlam durabiliriz.

* Beşiktaş’la devam etmek gerekirse…

Hayaller geçen senenin üstüne çıkmak. Bu sene işimiz tabii ki daha zor olacak. Geçen sene belki bize kimse o şansı vermiyordu ama belki beceremedik şampiyon olmayı ama oralara kadar gelmek de büyük bir işti. Yapabildiklerimizden dolayı beklentiler yükseldi ama bizden üst 4-5 tane kadro var ama biz her maçı kazanmak için yine sahada olucaz.

* Stimac gibi önemli yıldızlar gitti ama Diebler gibi isimler de kadroya katıldı…

Takım iyi yolda. Biraz daha fazla birlikte çalışmaya ihtiyacımız var. Benim de milli takımdaki görevimden dolayı çok beraber olamadık. Biraz daha zamana ihtiyaç var. Önemli parçaları değiştirdik 1 ve 5 pozisyonları. Stimac geçen sene gerçekten çok iyi oynadı. Kimse öyle beklemiyordu. Şu anki bütçeyle onun aldığı sözleşmeyi verecek gücümüz yoktu. Takımın parçası olarak tutmak isterdik ama Diebler gibi yeni gelen oyuncular çok yetenekli.

* Bir yanda Beşiktaş bir yanda ise Milli Takım’ı birlikte çalıştırmak zor oluyor mu sizin açınızdan?

Hem Beşiktaş’ı hem Milli Takım’ı çalıştırmak çok büyük bir onur. 1 ay sonra milli maç var lig başladıktan sonra. Biraz bu yaşanarak göreceğiz bir şey. Evet hırpalıyor beni. Bilmiyorum zaman içerisinde nasıl gelişecek. İnşallah ikisine birden enerjimiz yeter.

* Efes’te oyunculuğunuz döneminde büyük başarılar elde etmiştiniz. Efes’te hoca olarak ise 3 senelik bir proje için gelip 1 sene sonunda yollar ayrılmıştı. Bir kesim hala sizi Efes’in başında görmek istiyor…

Bunlar olabilir sonuçta bizim çok büyük bir geçmişimiz var Efes’le. Bunlar unutulacak şeyler değil. Benim hayatımın yarısından fazlası Efes’le ilgili anılarla ve yaşanmışlıklarla dolu. Bunlara hayır diyemem. Elbette yeni bir proje olabilir. Şu anki halimden gayet memnunum. Karşıyaka’da 4 senelik bir süreç geçti. Bu işler biraz zamanla ilerleyecek şeyler.

* Beşiktaş taraftarına mesajınız?

Geçen sene Akatlar’da seyircimizle kurduğumuz coşkuyu daha da büyütmek istiyoruz. Takım seyircimizle beraber daha güçlü. Taraftarla oynanan bir oyun. Bütün sezon inşallah hep beraber güzel işlere imza atarız. Çünkü çok ateşli bir taraftar var Beşiktaş’ta. (Karar / Hakan AKAR)

Etiketler :