''Abou'ya anma töreni''

''Abou'ya anma töreni''

Akşam Gazetesi yazarı Alen Markaryan, Beşiktaş'ın 3-0 kazandığı Sivasspor maçını bugünkü köşe yazısında değerlendirdi.

Ajans Beşiktaş - İşteAlen Markaryan'ın bugünkü Akşam Gazetesi'nde yer alan yazısı;

En iyi forvet Beşiktaş’ta diye diye adamı bir okudunuz. Annesi rahmetli oldu çocuğun.

Anacığını son bir kez bağrına basmaya gitti Abou. Başı sağ olsun kardeşimizin. Yok takımda.

Larin kendini geliştirmiş, iyi top taşıyor dediniz, gözü kapandı çocuğun, yok takımda.

En iyi orta saha Beşiktaş’ta diye bir söylendiniz, adam göze geldi iyi mi! Josef de Souza, o da yok takımda.

Aman abi. Bebek falan olur, eve meve gelmeyin sakın. Sizin ‘Maşallah’ dediğiniz iki gün yaşamıyor baksanıza…

Anlayacağınız en önemli maçlardan birine, en önemli oyuncularımızdan mahrum olarak çıkıyoruz. Çıkar çıkmaz da Ersin bir yüzde yüz topu kurtarıyor ki sormayın. Sivas’ın ayağa toplarla kaleye geliyor olması Beşiktaş’ın koşu alanını ikiye katlıyordu. Buna mukabil Beşiktaş uzun toplarla N’Koudou’ya pozisyon yaratmak istiyor, ama iş sıkıntılı gözüküyordu. Adam adamalarımız ve üçlü sıkıştırmalarımız zaman zaman işe yarıyordu. Bunlardan birinde Sivas yarı sahasının köşesinde top sıkıştı, iyi pres yaptık, topu ‘Ne işin var buralarda’ diye o sıkışıklığın içinden çekip alan Ghezzal öyle bir kesti ki Güven Yalçın, Aboubakar’a mükemmel bir anma töreni düzenledi: 1-0. Gol sonrası takım oyun düzenini ve iştahını bozmadı. Yalnızca N’Koudou’dan hariç birilerinin daha topu hızla kaleye götürmesi şarttı. Mensah ve Rosier bu minvalde öne çıkanlardı ve mutlak sorumluluk almaları gerekiyordu. Mensah’ın hızlanması lazım dedik ya adam bir ara çift karbüratör taktı her halde. Öyle hızlıydı ki kendi takım arkadaşları bile yardıma gelemedi. Sivas’a gol pozisyonu veriyor olmamız da önlemleri iki katına çıkartmamız gerçeğini ortaya koyuyordu. Soyunma odalarına giderken Sivasspor kaptanının Beşiktaş’ın attığı gole dönük, “Çizgiyi geçti, geçmedi” itirazlarından kırmızı kart yediğini de söyleyerek ikinci bölüme geçiş yapalım. 10 kişi kalan Sivas’ın iyice arkaya yaslanması ve kontra araması sanki bizim işimize yarıyordu. Zira direnci yüksek takımdı Beşiktaş ve geriye koşan hızlı ve çabuk adamları vardı. 65’e geldiğimizde o ilk yarıdan eser yoktu, oyun durağan, pozisyon kısırdı. kinci gol gelmedikçe de tedirgin oluyordu insan.

Larin’e gözü kapanmış dedik ama bahtı açıkmış. Adam topu taaa Kabataş’tan aldı, gol attı geldi iyi mi? Bu kadar anlatabiliyorum gerisini seyredin lütfen. Sonra Oğuzhan’ın, Bursa’ya attığı ceza sahası dışı golünden sonra ilk defa topa vurduğunu ve güzel bir ayak içi golü olduğunu, üçüncü Beşiktaş golü olarak tarihe düşelim.

Şimdi buyurun, “Top geçti mi geçmedi mi?” kavgalarına!

Etiketler :