Alen Markaryan: "Top mu oynayacağız, film mi çevireceğiz?"

Alen Markaryan: "Top mu oynayacağız, film mi çevireceğiz?"

Akşam Gazetesi spor yazarı Alen Markaryan, 12 Haziran'da başlaması öngörülen Süper Lig hakkında bir yazı kaleme aldı.

Ajans Beşiktaş - Alen Markaryan'ın bugünkü Akşam Gazetesi'nde yer alan "Bir virüs, bol paradoks ve futbol" başlıklı yazısı şöyle:

"12 Haziran... Futbol Federasyonu’nun, liglerin başlaması için verdiği tarih... Gün verildi, kılıçlar kuşanıldı... Ortalık, ‘Bu virüs varken oynanmamalı’ diyenlerle, ‘Oynanabilir sıkıntı olmaz’ diye demeç verenlerle doldu... Sahi, siz sevgili okurlar Siz ne düşünüyorsunuz? Mesela Federasyon Yönetim Kurulu bu kararı açıklamadan önce kulüp başkanlarına danışıp ortak bir fikir ortaya çıkartmamışlar mıdır sizce? Ne yani, Sn. Nihat Özdemir bu kararı kafasına göre televizyona çıkıp pat diye mi söylemiştir? Tabii ki hayır... Eee o zaman bu ikiye bölünme de ne? İş aslında çeşitli sebeplerden dolayı oynamak istemeyen kulüplerin görsel ve yazılı medyadaki uzantıları ve onların algoritmalarıyla şekilleniyor... Cebelleşilen bir ortam görüntüsü yaratmak amaç!? Bu minvalde, Biri oynamak istemiyor. Çünkü “Kötü olduğum bir sezonda böyle fırsat yakalamışım. Belki düşme kalkar” diye düşünüyor!” Diğeri işi yokuşa sürüyor. Çünkü camiasına verdiği hedeften çok geri kalmış, Fırsat bu fırsat deyip ligi hiç oynanmamış gibi gösterip iptal etmek, Yeniden doğuş olabilir düşüncesinde... Beriki oynamak istemiyor. Çünkü hakikaten insan sağlığını düşünüyor... Lakin bazıları ve çoğu oynamak istiyor. Ya da karara saygılı. Niye? Çünkü lig tescil edilse elde bir şey yok. İptal edilse de görünürde herhangi bir şey yok Sezonu kurtarmak için Eldeki tek şey çıkıp oynamak... Bazıları oynamak istiyor Çünkü Gücüne ve yakaladığı havaya güveniyor... Sahi siz sevgili okurlar, Siz ne düşünüyorsunuz? Mesela ‘Daha virüs kontrol altına alınmadı. Bu lig böyle oynanamaz’ diyenlere, Eylül ayında öbür sezon başlamayacak mı? Başladığında virüsün kontrol altına alınması garanti mi ki? ‘Ha 12 Haziran ha eylül ne fark eder’ diye cevap verenlerle dolu... Maçların oynanması demek Yayıncı kuruluşun federasyona, Federasyonun kulüplere para vermesi demek. Araya bunu da sıkıştırmış olalım....

Düşüncelerimin tek sığındığı liman önümüzdeki bir aylık süre zarfında, Korona denen illetin gücünü azaltması, insan vücuduna uyum sağlayıp mutasyona uğraması. Ve sağlık sistemimizin garantide olup ilaç sıkıntısının bitmesi... Ve 2 gün sonra başlayacak Alman Ligi’nin sorunsuz devam edip bize örnek teşkil etmesi... Yani bu kadar paradoksa ‘Önce insan’ diyorum... Gerisi laf-ı güzaf... ‘Gün doğmadan neler doğar’ diyelim Yarın ola hayrola ile kapatalım... Cümleten sağlıklı günlere...

TOP MU OYNAYACAĞIZ, FİLM Mİ ÇEVİRECEĞİZ!

Normalleşmeye dönüyoruz ya, liglere de tarih verildi ya... Tartışmalar süre dursun, TFF Sağlık Kurulu, maçların nasıl oynanacağıyla ilgili protokol yayınladı... Tuhaf, enteresan, garip. Şaşılası ve tartışılası... Koydukları sıraya göre 1 numarada, “Takımlar seremonide tokalaşmayacak ve takım pozu vermeyecek” denmiş... Tokalaşmayı hadi anladık diyelim, Takım pozu verilmeyecek ne demek Allah aşkına... Buna göre, aynı duruş mesafesinde frikiklerde baraj da kurulmasın o zaman... Ha baraj kurmuşsun, ha toplu foto çektirmişsin... Fark varsa bana biri el etsin... Hem siz topçulara, potansiyel hasta muamelesi yapmayı nasıl doğal karşılarsınız? Şart koşmalısınız kulüplere... Maçlar başlamadan 20 gün evvel herkes kampa girecek ve her gün kontrol edilecekler diye... İnsan karşısındaki topçuya acaba ‘Bu adam enfekte mi’ diye düşünmekten top oynayabilir mi? Futbolda temas muhakkaktır. Hele 5 numaralı, “Nerede olursa olsun topa eldivensiz müdahale sonrası top dezenfekte edilmelidir” diye bir madde var ki?! Evlere şenlik... Yani topçuların hepsi eldiven giyecek Yoksa top her taça çıkışında, Mevzu var! Tacı ayakla atmıyoruz sonuçta... Öyle ya, İkibuçuklukların durumu ayrı mevzuda, Tacı atan topçuyu ve topu ne yapacağız? Kaleci? Her kurtardığı top sonrası topu silecek biri lazım. Kaleci topu kurtardı ama tutmadı, Top oyunda yani... Eyvah! Herkes enfekte hafazan Allah... Bu mantıkla nereye? Bir maçta en az 10 değişik topla oynanıyor. Topu oyuna hızlı sokma denen bir şey var. Var da var, bitmez... Haaa! VAR demişken, VAR’ın tekrar hakları ve hakemle muhabbeti, dezenfektan ekibinin müdahalesi, Derken maçları 3 saatte bitirirsiniz artık. Diğer maddelere girmeyeceğim... Ve işin en düşünülesi ve tahrik edici kısmı. İşin dönüp dolaşıp Bu konan maddelerle topçuların sahaya enfekte çıkma ihtimalinin var olduğuna dayanıyor... Böyle bir şey kabul edilemez arkadaşlar... Ya şart koyacaksın kulüplere Kimse hasta olmayacak diye, Ve bu uygulanacak, ‘Nasıl’ diye sormayın kamp diye bir şey var zira... Ya da bu şart yerine getirilene kadar başlatmayacaksın maçları... Önlemler detayda kalmalı, Ana gündem olmamalı, Lütfen.... Biz futbolu seviyoruz, Lakin böyle garip maddelerle gelmeyin bize...."