Gürel Yurttaş

Gürel Yurttaş

Beşiktaş şampiyonluğa koşuyor, nice yıllara Süleyman abi!

Süleyman Seba Beşiktaş'a başkan seçilmeseydi acaba ne olurdu?

Bu sorunun yanıtını aklına bile getirmek istemiyor insan!

1 Nisan 1984 kongresi Beşiktaş tarihi için bir dönüm noktasıdır. O gün Seba'nın başkan seçildiği gündür.

5 Nisan 1926 ise efsane başkanın doğum günü.

Yani şu içinde bulunduğumuz Nisan ayının ilk günleri ölümsüz başkan Süleyman Seba'nın olduğu kadar Beşiktaş için de çok önemlidir.

Süleyman Seba'dan sonra ise... 

Beşiktaş hızla inişe geçti.

Şampiyon oldu olmasına da herkesi tam anlamıyla mutlu etmedi bu.

Çünkü kulüp batma noktasına doğru gidiyordu, borç inanılmaz boyutlara yükselmişti.

Yıldırım Demirören bırakıp da gidince "Kim bu yükün altına girebilir ki?" derken; Fikret Orman çıktı ortaya. "Ben varım" dedi, gerçi burun kıvıranlar çoktu, "Bir yılda kaçar" diyenler boldu.

Kaçmadı.

"Enkaz devraldım" diye kıvırmadı.

"Ne haliniz varsa görün" diye boş vermedi.

Gerçekleri de kimseden saklamadı.

5 yılda Beşiktaş'ı getirdiği noktaya bakın. "Ben Beşiktaşlıyım" derken gurur duymayan var mı?

Duruşsa duruş! 

Statsa stat!

Taraflı tarafsız herkesin alkışladığı bir takımsa takım!

Şampiyonluksa şampiyonluk!

Bir ağzıyla kuş tutmadığı kaldı.

Beşiktaş, Gençlerbirliği'ni de yenerken şampiyonluk yolunda da tek başına kaldı. Süleyman abiye doğum gününde en anlamlı hediye de bu olmalı. 

* * *

Süleyman abi...

Fikret Orman ve arkadaşları sahiden de izlediğin yolda, gösterdiğin hedefte, öğrettiğin Beşiktaşlılık yolunda ilerliyorlar emin adımlarla.

Artık lig ikiye ayrıldı abi. 

Bir Beşiktaş var... Bir de diğerleri...

Diğerlerinin de tek hedefi var; Beşiktaş'ı yenmek. 

Tıpkı senin dönemindeki 3 sezon üstüste şampiyon olan Beşiktaş gibi...

Örneğin Gençlerbirliği... Maça öyle bir başladı ki; futbolcuları neredeyse hırslarından topu ısıracaklar! 

Öğrenmişler ya Beşiktaş'ın pas trafiğini kesersek, önde basarsak, daha çok koşarsak yenebiliriz; diye... Bir başladılar ki maça biraz da sert... Al başına dert!

Ama nereye kadar? İlk yarının son dakikasına kadar... 

Oğuzhan golü attıktan sonra çözüleceklerdi zaten; çözüldüler de ikinci yarıda. Çünkü ilk devrede o kadar koşmuşlardı ki, dermanları kalmamıştı ikinci yarıda.

Süleyman abi...

Gökhan Gönül tam istediğin gibi... Hele bir pozisyondaki ters kademesi vardı ki; ustalık da buydu, forma aşkı da. Her ileri çıkışında etkili oldu... Mükemmeldi yani.

Babel, Beşiktaş yönetiminin transferde ne kadar isabetli atışlar yaptıklarının en büyük örneği... Devre arasında transferler de başarılı olabiliyormuş demek ki... 

Atiba... Quaresma... Cenk... Oğuzhan... Marcelo... Tosic... Talisca...

Hepsi de senin istediğin gibi futbolcular; Beşiktaş'a nasıl da yakıştılar.

Beşiktaş Gençlerbirliği'ni de farklı yenerken bir de tribünleri görseydin abi... Kara Kartal'ın müthiş yani.

5 Nisan 1926'dan 5 Nisan 2017'ye...

Doğum günün kutlu olsun Süleyman abi...

Aramızda olmasan da biliyorum ki sen oralarda, bulutların üstünde bir yerlerde görüyorsun bizleri, izliyorsun Beşiktaş'ını...

Gönlün rahat olsun...

Fikret Orman ve arkadaşları sana en büyük hediyeyi vermeye hazırlanıyorlar şimdi... 

Mayıs'ta güneşli günler görecek çocuklar; motorları maviliklere sürecekler...

Beşiktaş şampiyonluğa koşuyor, nice yıllara Süleyman abi...

Önceki ve Sonraki Yazılar