Gökhan Dağıstanlı
Beşiktaş’a mektup
İnanmakla başlar her şey. Sadece güçlü olman yetmez. İnançla bezemezse insan gücünü, boşa giden bir yorgunluktan başka bir şey kalmaz elde avuçta. İnanç dediğin şey güce istikametini verir çünkü, hedefini
gösterir. Bir korku görürsün inanmayanın gözünde. Daha bir azdır ışığı. Çelimsiz durur adaleli kolları. Titremekten istediğini yapamaz bacakları. İnancın boşluğunu korku doldurur çünkü.
Düşünün; ham çarık, kıl çorap, garbın çelik zırhlı duvarını delen bu halkın çocuklarını. Eldeki tüfek, havadaki uçak, sayısız top, sayısız fişek değildi sahip oldukları. Önce, onlara savaşmayı değil ölmeyi
emreden bir liderin sözüne, sonra bir davaya inandılar. Geldikleri gibi gönderdiler mukaddes topraklardan bir başka halkın kandırılmış istilacı çocuklarını. Zaferin inananların işi olduğunu en kudretli
şekilde yedi düvele gösterdiler.
Dün akşam gözlerinizde gördüm çocuklar. Gücünü bilen bir inançla sahaya çıkışınızı, bir kartalın gözleriyle korkusuz bakışlarınızı gördüm. Ama geriye düşmüşsünüz ama tüm futbol erkleri karşınıza dikilmiş aldırmayın. Zaten hep öyle değil miydi? İyi olmanız bu ülkede size ne zaman yetti? Hep çok daha iyi olmak zorunda kalmadınız mı? Bunları müstehzi bir gülümsemeyle kanıksamanızı gururla izliyorum. Çünkü, kolay değildir haksızlığı omuzlamak. Kirletilmiş bir niyetle senin olanı almaya çalışana karşı dimdik durmak kolay değildir. Kalbinin en orta yerinde bilirken yakandan paçandan çekiştirildiğini, yiğitçe meydan okumak kolay değildir. Sizin cesur ve hünerli ellerinizle yazılmış bir direniş öyküsüdür bu. Haksızlığa dayanmanın, zorbalığa direnmenin, zorlukları göğüslemenin öyküsüdür.
Siyah beyaz bir bayrak gibi gerildiğinizde siz bu kirli düzenin önüne, iyilik kötülüğü, adalet bozgunu, hak haksızlığı ezip geçecek biliyorsunuz. İnancın zincilerini kırdınız işte, bundan sonra sizdeki yürek
sığmayacak zindana göreceksiniz.
Şimdi tek yürek olup doğrunun yanlışa karşı ilahi gücünü gösterin tüm dünyaya. Sadece şampiyon olmaktan bahsetmiyorum. Bu, kurdu kuzuya boğduran kirli düzene atacağınız tokatın, nice yılmış gönülde yemyeşil bir umudu filizlendireceğini anlatıyorum. Bu ülkenin en sevilen ama yalnız çocuğudur
Beşiktaş. Ellerinizle O’nun şerefli adını hakettiği yere yazdıracağınıza bizler çoktan inandık. Ha gayret Beşiktaş’ın güzel yürekli çocukları! Güzel günlerin heyecanı bizi şimdiden sardı. Ha gayret kartal
yürekliler! Motorları maviliklere sürmemize az kaldı.