''Dolmabahçe'de Sergen Yalçın gibi karşılanacağını düşünüyorsa eğer, fena halde yanılıyor''

''Dolmabahçe'de Sergen Yalçın gibi karşılanacağını düşünüyorsa eğer, fena halde yanılıyor''

Milliyet Gazetesi yazarı Levent Kalkan, Beşiktaş'tan ayrılarak Fransa'nın Lille takımına transfer olan Burak Yılmaz hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Ajans Beşiktaş - Milliyet Gazetesi yazarı Levent Kalkan, Beşiktaş'tan ayrılarak Fransa'nın Lille takımına transfer olan Burak Yılmaz hakkında değerlendirmelerde bulundu. Levent Kalkan'ın yazısı şu şekilde;

Franco Baresi (Milan/1977-1997), Paolo Maldini (Milan/1985-2009), Giuseppe Bergomi (Inter/1980-1999), Steven Gerrard (Liverpool/1996-2015), Paul Scholes (Manchester United/1994-2013), Carles Puyol (Barcelona/1994-2014), Ryan Giggs (Manchester United/1989-2014) ve elbette Francesco Totti (Roma/1993-2017)...

Barcelona efsanesi Lionel Messi'nin de eklenmesini beklediğim bu sadakat zinciri uzayıp gidecektir ilerleyen yıllarda. Formaya duyulan sevgi ve aidiyet, ilerleyen yıllarda da birçok yıldız için paradan daha önemli olacaktır mutlaka...

Futbola başladıkları kulüpte kariyerlerini sonlandıran yıldız oyuncular dünyanın her yerinde saygı görürler, takdir edilirler. Ülkemizde de Zeki Rıza Sporel, Gündüz Kılıç, Turgay Şeren, Fikret Kırcan, Coşkun Özarı, Sanlı Sarıalioğlu, Müjdat Yetkiner, Rıza Çalımbay ve Bülent Korkmaz gibi isimler, rotayı hiç şaşırmadan, start noktasında gördüler finiş çizgisini ve tarihe isimlerini yazdırdılar.

Tabii bir de madalyonun diğer yüzü var... Su gibi girdikleri her kabın şeklini alanlar... Bukalemun misali renk değiştirenler... Bırakın rakip kulübü, Çin'i falan; para için Mars'a, Jüpiter'e gidebilecek olanlar...

Hal böyleyken, 35 yaşındaki Burak Yılmaz'ın Lille'e gidişi son yılların en garip, en tuhaf, en duygusuz transferlerinden biridir...

Ocak 2019'da Trabzonspor'dan gelirken futbolu Beşiktaş'ta bırakmak istediğini söyleyen, sezon başında kaptanlık bandı teslim edilen, daha bir ay önce kongre üyesi yapılan ve her fırsatta aileden Beşiktaşlı olduğunu dile getiren Burak Yılmaz, yalnızca 3 gün içinde siyah-beyazlı kulübü terk etmiştir.

Belki de Şampiyonlar Ligi ön eleme turu biletini alacakları Gençlerbirliği karşılaşmasına 48 saat kala, "Benden bu kadar" diyerek, kaptanı ve kongre üyesi olduğu Beşiktaş'la sözleşmesini feshetmiştir.

Aslına bakarsanız hiç de şaşırtıcı değil bu ayrılık. Geçmişteki vedalarına, önceliklerine, sözlerine, mesajlarına baktığınızda şaşılacak bir şey olmadığını rahatlıkla görebilirsiniz...

Galatasaray'dan Şubat 2016'da yıllık 8 milyon euro karşılığında Çin'e gitmiş, dönüşte sarı-kırmızılı formayı yeniden giymek istediğini söylemiş ancak Ağustos 2017'de senelik 3 milyon 550 bin euro artı bonuslar karşılığında Trabzonspor'la anlaşmıştır...

2012'de 450 bin euro tutarındaki alacağı yüzünden icraya verdiği Trabzonspor için 2018'de canını bile vereceğini söylemiştir. Fakat yedeğe düşmüş ve sözleşmesiyle ilgili anlaşmazlıklar yüzünden bir de kadro dışı bırakılınca Ocak 2019'da bu kez soluğu Beşiktaş'ta almıştır...

Yani, Burak Yılmaz'ın derdi ve önceliği hiçbir zaman forma aşkı falan olmamıştır. Koşullara göre hareket etmiş, parayı verene koşmuş, parası tehlikeye girince topuklamıştır.

Ekonomik olarak son derece sıkıntılı bir durumda bulunan Beşiktaş'tan böyle absürt bir şekilde ayrılmasının birinci sebebi de yönetimin uzun süredir yaptığı maaş indirimi baskısıdır. Bugüne kadar, "Üzerime ne düşüyorsa yaparım, kulübüme yardımcı olurum. Bu dönemde para konuşan vicdansızdır" diyerek durumu idare etmiştir, ama takım kaptanı olarak iyice köşeye sıkışınca arkasına bile bakmadan kaçmıştır.

Onun için söz konusu olan bol sıfırlı bir sözleşmeyse, gerisi teferruattır... 18 yıllık profesyonel kariyeri boyunca sebep olduğu penaltıların en az yarısı aldatmadır, sahtedir, çalıntıdır...

Galatasaray'da şampiyon olduktan sonra, "Bu benim ikinci şampiyonluğum" diyerek, bir dönem formasını giydiği, ekmeğini yediği Fenerbahçe'ye attığı çamur aslında onun üstünde durmaktadır. Konu emek hırsızlığı ise kendisi bu konuda bir uzmandır...

''Kadına Şiddete Dur De!" kampanyasında fotoğrafı bulunmayan tek takım kaptanıdır... Kırdığı kalpler, kazandığı gönüllerden kat be kat fazladır ve futbolu bıraktıktan sonra teknik adamlık yapacaksa bu saatten sonra dönebileceği bir kulübü de yoktur.

Uzun lafın kısası, Burak Yılmaz 2 yılını kurtarmak ve son volesini vurmak için Lille'e giderken, kalan spor hayatını ateşe atmıştır ve bunun maddi ve manevi faturası muhtemelen çok ağır olacaktır.Ve en önemlisi; bir gün Dolmabahçe'de Sergen Yalçın gibi karşılanacağını düşünüyorsa eğer, fena halde yanılmaktadır...

Etiketler :