Ergin Aslan: "Madem öyle Avrupa'ya gitmeyelim!"

Ergin Aslan: "Madem öyle Avrupa'ya gitmeyelim!"

Yeni Şafak Gazetesi yazarı Ergin Aslan Süper Lig'de hayal kırıklığı yaşatan 'dev'leri değerlendirdi.

Ajans Beşiktaş - İşte Ergin Aslan'ın bugünkü Yeni Şafak Gazetesi'nde yer alan yazısı:

"Henüz 12. hafta geride kalmışken, ligde önümüze çok sık rastlayamayacağımız bir görüntü çıktı. Elbette Trabzonspor’un lider olması sıra dışı bir durum değil. Sıra dışı olan, İstanbul’un 3 büyük kulübünün henüz 12. haftada zirveden bu kadar uzak kalması. Ağız birliği etmişçesine, 3 teknik adam da ligde puan ardına puan kaybediyor. Herhalde eleştiriler birinde toplanmasın da bölüşülerek hafiflesin diye düşünüyorlar! İşin latife yanı bir tarafa; ligde kötü gidişatın yanı sıra Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin Avrupa serüveni de pek iç açıcı değil. Oysa kurulan kadrolar, harcanan paralar bu tablolarla doğru orantılı değil. Yoğun maç temposu içinde elbette Trabzonspor’a göre daha fazla sorun, daha fazla sakatlık, daha fazla yorgunluk olacaktır. Ancak bunun teknik direktörler tarafından en önemli gerekçe olarak gösterilmesi doğru değil.

Ligde şampiyon olmak ya da kendini en azından ilk 4’e atmak için verilen mücadele Avrupa serüveni için değil mi? Avrupa’da oynarken yaşanan maç trafiğinden şikayet edeceksek ligi 6. bitirin, 7. bitirin... Türkiye Kupası’nı da almayın, çünkü o zaman direkt katılmak zorunda kalıyorsunuz! İki kulvarın kolay olduğunu iddia etmiyorum. Ancak doğru planlama ve takım olabilme becerisi ile elbette daha farklısı mümkün. Bunun, çok sık olmasa da yakın ve uzak tarihte örnekleri var.

Bunca şikayetin arasında Avrupa’da mücadele ettiğimiz takımlar da aynı duruma düşmüş mü, Avrupa’da oynadıkları için kendi liglerinde zirvenin bu kadar gerisinde kalmışlar mı diye bir bakalım... Fenerbahçe’nin grubunda ikinci sırada bulunan Olimpiakos, Yunanistan liginin lideri durumunda. Antwerp ise lig ikincisi. Liderle puan farkı uçurum değil, dört... Frankfurt kendi liginde kötü gidiyor ancak Avrupa Ligi’nde 4 maçta 10 puanla grup lideri.

Beşiktaş’ın grubundaki Borussia Dortmund, Almanya’da lig ikincisi. Tabi oradaki lideri söylememe gerek yok sanırım. Ajax, Şampiyonlar Ligi’nde yaptığı gibi, kendi ligini de süpürüyor. Sporting Lizbon, Portekiz Ligi’nde zirvenin ortağı. Yani hem kendi liglerinde hem Avrupa’da neredeyse tamamı iddiasını sürdürüyor.

Galatasaray, ligdeki kötü görüntüsünü en azından (şimdilik) Avrupa’da tolere ediyor. O da iki kulvarı zorlayacak görüntüyü henüz ortaya koyamadı... Diyeceğim o ki; bizim teknik adamların ortaya koyduğu gerekçeleri, Avrupa’daki rakipleri yerel liglerinde büyük oranda çürütüyor. Zaten bir süre sonra istesek de istemesek de teknik adamların istediği hale gelecek vaziyet... Avrupa’da üst düzey maça çıkmamız hayal olmaya doğru gidiyor. Zaten bizim buralarda birbirimizi yenmemiz hepimize yetiyor! Neyimize gerek Avrupa... Gitsek n’olur gitmesek ne!

Duyguları yaşamak

Trabzonspor, yukarıda anlattığım ve Türkiye gerçeği olan, Avrupa’da olmamanın avantajını çok iyi kullandı. Geçen sezon da PAOK ve Rio Ave’ye elenen Beşiktaş, bunu avantaja çevirmiş, ligde şampiyon olmuştu. Açılan puan farkı bordo-mavili taraftarları heyecanlandırdı elbette. Taraftarların gerek sosyal medyada gerekse gerçek hayatta yaşadığı coşku ve “Bu sene şampiyon oluyoruz” heyecanını, camianın erkleri frenlemeye çalışıyor. Çünkü yaşanmışlıklar, acı tecrübeler erkenden havaya girmemeyi gerektiriyor onlar için... Onlar dediğim; yönetim, teknik heyet, yazan-çizen-konuşan Trabzonspor medyası... Onlar topa basabilir. Bu anlaşılabilir bir durum. Ama taraftar için öyle değil. Taraftar elbette şampiyonluk yolunu keyif ala ala, havaya gire gire sürdürecek. Her haftanın coşkusunu sevincini ayrı ayrı, maç maç yaşayacak. Tam da olması gerektiği gibi. Asıl; yönetim, teknik heyet ve Trabzonspor medyası havaya girip “Biz olduk” derse sorun başlar. Hafta itibarıyla herkes yaşaması gereken duyguyu doğru yaşıyor bence. Taraftarlar “şampiyonluk geliyor” diyor, geminin dümeninde olanlar ise olması gerektiği gibi temkinli davranarak topa basıyor..."