"Ljajic’in kenarda değil, sahada olması gerekiyordu"

"Ljajic’in kenarda değil, sahada olması gerekiyordu"

Goal.com'dan Onur Özgen, Fenerbahçe - Beşiktaş derbisini yorumladı.

Ajans Beşiktaş - Beşiktaş Süper Lig'in 6. haftasında deplasmanda Fenerbahçe ile karşı karşıya geldi. Karşılaşma 1-1 beaberlikle sonuçlandı. Goal.com'dan Onur Özgen derbi mücadelesini yorumladı.

İşte Onur Özgen'in yorumu:

Pep Guardiola, “Futbolda fizik kondisyona inanmam, akıl her şeyi kontrol eder,” der. Şenol Güneş’in maç öncesinde Adem Ljajic’i yedek soyundurma tercihiyle ilgili,  “Ljajic ile de başlayabilirdim. Ama Ljajic ile yumuşak bir orta saha mı, yoksa Atiba ile başlamak mı? Başlangıç olarak böyle oynamayı uygun gördüm,” sözünü duyunca, ilk olarak bu aklıma geldi.

Ljajic’in yerine Atiba Hutchinson tercihinin tek mantıklı açıklaması şu olabilirdi: Beşiktaş uzun zamandır alıştığı gibi geriden uzun toplara ve kanatlardan yüksek ortalara devam edecek. Dolayısıyla orta sahada seken topları alacak ve Fenerbahçe’nin geçiş hücumlarını engelleyecek birine ihtiyaç olacak.

Ama Beşiktaş, ilk yarıda böyle olmadı. Aksine uzun zamandır olmadığı kadar savunmadan kısa pasla çıkmaya çalıştı. Akan oyunda ise sezonun en az orta yaptığı ilk yarısını oynadı (2). Yani topu mümkün mertebe havalandırmamaya çalıştı. Bu durumda Ljajic’in kenarda değil, sahada olması gerekiyordu.

Zira Ljajic’in yerine yine, yeniden 10 numarada oynatılan Oğuzhan Özyakup’un geriye yaklaşıp topu alamaması, takımın derinden oyun kuramamasına neden oldu. Fenerbahçe’nin ön alandaki şiddetli baskısı, Beşiktaş’ı top kaybına zorladı ve siyah-beyazlılar kendi adına sezonun en düşük pas isabet oranına sahip ilk yarısını oynadı (%78.7). Fenerbahçe de en net pozisyonlarını Beşiktaş’ın bu top kayıplarının ardından buldu, zira sete yerleşip pozisyon bulacak organizasyondan yoksunlardı.

Beşiktaş’ta orta sahada topu ayağına alan her oyuncunun kafasındaki birinci düşünce ise topu Quaresma’ya göndermekti. Ama bunu bir türlü başaramadılar. Atılan her pas Quaresma’nın ya önüne ya üstüne ya da arkasına gitti. 15. dakikada bu pasların birinin ardından Oğuzhan’a kızdı Quaresma. Kariyeri boyunca hatayı hiç kendinde aramamış bir oyuncu olarak kuşkusuz ona yakışan bir hareketti bu. Ama elbette tüm bunların sorumlusu ne Quaresma ne Oğuzhan ne de başka bir oyuncuydu. Oyunculara saha içerisinde neredeyse tek bir pas opsiyonu bırakan ve bundan da hiçbir rahatsızlık duymayan Şenol Güneş’ti.

Beşiktaş adına maçın en şaşırtıcı performansı ise Ryan Babel’den geldi. Dün gece Fatih Terim’in Henry Onyekuru’yla denediği sahte 9’lu düzeni, bu gece de Şenol Güneş, Ryan Babel ile devam ettirdi. Oysa ne Terim’in ne de Güneş’in böyle bir oyun pratiği vardı. İki teknik direktör de en başarılı sezonlarını, sırtı dönük oynamayı bilen, klasik 9 numaralarla geçirmişti. Dolayısıyla bu Sarri’vari deneyiş, pek ikisine göre durmuyordu.

Ama Terim hüsrana uğrarken, Babel sayesinde Güneş istediğini aldı. Belki de Ajax’ın çok yönlü futbol eğitimini aldığındandır, Babel hem sırtı dönük oyunu çok iyi oynadı hem de yüzünü kaleye döndüğünde etkili oldu. Jeremain Lens ve Quaresma, Babel’in açtığı alanlara hareketlenseydi ya da Beşiktaş kendisi açısından rekor düzeyde kötü paslaşmasaydı, siyah-beyazlılar bu boşlukları da değerlendirebilirdi.

Ancak her şeye rağmen Babel harika oyunununun yanına muhteşem bir gol de eklemeyi başardı. Üstelik etrafından hiçbir yardım almadan. Quaresma’nın baskı altındaki Pepe’ye kullandığı kötü taç atışı, Pepe’nin topu rastgele ileriye vurmasına sebep oldu. Babel önce Roman Neustadter’den yüksek topu aldı, ardından Mehmet Topal’dan topu kurtardı ve kalçadan nefis bir şut çıkardı.

Beşiktaş bu golle son derece vasat oynadığı ilk yarıyı önde bitirdi. Planlarını topsuz oyun üzerine kuran Phillip Cocu, ikinci yarıda riskler almak zorunda kalacak ve Fenerbahçe arkasında daha da geniş alanlar verecekti. Dolayısıyla Ljajic’in anları gelmişti. Ama Güneş, 70’e kadar beklemeyi seçti. Ljajic’i alırken de bu alanları daha iyi kullanmaya başlayabilecek Lens’i çıkarıp, hedef santrfor Cyle Larin’i oyuna dahil etti ve Beşiktaş’ın ön tarafı durağanlaştı.

Bir dakika sonra da Fenerbahçe adına Quaresma’nın da katkılarıyla maçın oyuncusu olan Hasan Ali Kaldırım’ın çok iyi ortasına hareketlenen Andre Ayew, buram buram içe kat eden kenar forvet kokan golünü attı.

Bu golden sonraysa Beşiktaş yeniden fabrika ayarlarına döndü. Ceza sahasında hareketli Babel yerine statik Cyle Larin’i gören oyuncular, yine topu içeri şişirmeye başladılar. Böylece Ljajic sahada yokken sezonun akan oyunda en az orta yaptığı ilk yarısını oynayan takım, Ljajic girdikten sonra absürt bir şekilde topu havaya kaldırdı. Ve elbette kalan yirmi dakika boşa geçti.