N'Sakala: ''Beşiktaş çok büyük bir kulüp. Tüm dünyada tanınıyor''

N'Sakala: ''Beşiktaş çok büyük bir kulüp. Tüm dünyada tanınıyor''

Beşiktaş'ın yeni transferi Fabrice N'Sakala, Beşiktaş Kulübü'nün dergisine çok özel açıklamalarda bulundu.

Ajans Beşiktaş - Beşiktaş'ın Alanyaspor'dan kadrosuna kattığı, sol bek Fabrice N'Sakala, Beşiktaş Dergisi'ne çok özel açıklamalarda bulundu. İşte N'Sakala'nın açıklamaları;

Beşiktaş’a hoş geldin. Neler hissediyorsun?

''Harika bir his. Çünkü bunun için çok çalıştım. Yıllarca Türkiye’de büyük bir takımda oynamak için çaba sarf ettim. O yüzden çok mutluyum. Şimdi daha çok çalışıp takıma verebileceğim her şeyi vermek istiyorum.''

Takımla tanıştığında ilk izlenimlerin ne oldu? Nasıl karşılandın?

''Takım arkadaşlarımla kolay kaynaştık çünkü bazıları beni zaten Alanya’dan tanıyor. Kolay arkadaş olduk ve eski maçlardan konuşmaya başladık. Ayrıca mesela (Georges-Kévin) N’Koudu’yu Fransa’dan tanıyorum. İlk geldiğim gün beni tesislerde görür görmez gülmeye başladı. Bu da benim için her şeyi daha kolay hale getirdi ve daha şimdiden uzun süredir takımdayım gibi hissediyorum.''

Transfer sürecin nasıl oldu?

''Başlangıçta 'Bu gerçek olamaz' diye düşündüm. Gerçekten Beşiktaş’a mı gidiyordum! Artık Beşiktaş’ta mı oynayacaktım? Fransa’dan, Belçika’dan, Türkiye’den pek çok arkadaşımdan mesaj aldım çünkü Beşiktaş büyük bir kulüp. Tüm dünyada biliniyor. Ben de ne kadar büyük bir kulübe geldiğimi anlamaya başladım. Elbette üzerimdeki baskı da artacak çünkü takımın büyük hedefleri var. Ama kendimi iyi hissediyor, sabırsızlanıyordum. 'Hadi, ne zaman olacak' diyordum. Size komik gelebilir ama oteldeydim ve bir an önce tesislere gitmek istiyordum. Fakat şu anda çok mutluyum.

İstanbul’a taşınmak nasıl bir duygu? 

''Değişik çünkü Alanya tamamen başka bir şehirdi. İnsanlar, hayat tarzı... Ama İstanbul’u biraz daha Paris’e benzetiyorum. Araç kullanmaya başladım. Türkiye’de araba kullanmak zaten benim için önemli adım. Burada alışveriş olsun, restoranlar olsun, hatta antrenman yapabileceğiniz yerler olsun… Alanya’dan çok daha fazla yapılacak şey var. Ailemi ya da dostlarımı görmek istediğimde Paris’e gitmem de daha kolay. Bu da benim için çok önemli. ''

Ailenden söz etmişken... Nasıl bir çocukluk geçirdin ve futbol oynamaya nasıl başladın? 

''Dokuz on yaşlarındaydım. Sokakta oynamaya başladım çünkü doğduğum yerde yapılacak tek şey futbol oynamaktı. Okuldan sonra arkadaşlarımın çoğu oynuyordu, ben de onlarla katılıyordum. Arka daşlarımdan biri 'Biz bir kulüpte oynuyoruz, sen de gelsene' dedi. Başlangıçta, C takımı diyebileceği niz, en alttaki, en kötü takımda oynuyordum. Ama futbolu sevmeye başladım ve iki ay sonra A takımla oynamaya başladım. O andan itibaren 'Artık daha da fazla oynamak istiyorum' dedim. İki yıl kadar sonra da Troyes’e geçtim.''

Profesyonel olabileceğini düşünmeye ne zaman başladın?

''Aslında bunu hiç düşünmemiştim. Benim içim önemli olan tutkuydu. Futbol oynama tutkusu... 'Profesyonel olmak istiyorum' dememiştim. Elbette televizyon izliyordum ve Şampiyonlar Ligi müziğini duyduğumda, 'Evet, belki bir gün ben de bu turnuvada oynarım, bilemezsin' derdim. Ama yüzde yüz futbolcu olmak istiyorum diye bir hedefim yoktu. Futboldan çok keyif alıyordum. Çok çalıştım. Çünkü oynamak istiyordum. Gençken işler profesyonellikten çok farklı. Çünkü tek istediğiniz koşmak, arkadaşlarınızla oynamak oluyor. O çok farklı bir his. Ama belli bir noktadan sonra, 15-16 yaşımdayken kendi kendime 'Galiba profesyonel olabilirim. Buna o kadar da uzak değilim. Herkesle aynı bedene, aynı bacaklara sahibim. Bu yüzden, neden olmasın, deneyebilirim' dedim. Bir iki sene sonra da profesyonel kariyerim Troyes ile başladı.''

Taraftarla, Beşiktaş’a gelişini, kulübün resmi sosyal medya hesabından yayınlanan, senin gitar çaldığın bir videoyla öğrendi. Müzikle ilgin nedir ve neler dinlersin?

''Bazen futbolun dışında bir şeyler yapmam da gerekiyor. Yeni şeyler öğrenmeyi seviyorum. Alanya’dayken skate board yaptım. Bazen gitar çalıyorum. Piyano çalmaya da başladım. Bazen, baskı altında geçen günlerden sonra insan bu baskıyı unutup daha güçlü bir şekilde geri dönmek için insan biraz huzur arıyor. Çok farklı türlerde müzikler dinliyorum. Genellikle bir film seyrederken birden 'Ah, burada gitar çok güzel' diyebiliyorum. O zaman o şarkıyı bulup çalmaya çalıştığım da oluyor.''

Sezon sonunda şampiyonluk kutlamalarında stadyumda ne çalmak istersin?

''Ah, henüz bilemiyorum. Ama şimdi tesislerde videoyu gören tüm oyuncu arkadaşlarım, 'Şampiyon olursak statta çal' diyor. Yani ilk stadyum konserini vereceksin! Evet. Ben de insanlara 'Ne çalayım' diye sormaya başladım. Çünkü çalarsam Türkçe bir şarkı çalmak isterim. Beşiktaş’a özel bir şarkı. Şampiyonluk benim için de çok önemli bir şey olur. Bunu düşüneceğim. Hafta hafta ilerleyeceğiz. Önce şampiyonluk gelsin, bakacağız.''

Hep sol bek mi oynadın?

''Alanya’da 11-12 maç kadar sol açık olarak oynadım. Benim için biraz benzer pozisyonlar çünkü her ikisinde de hem hücum hem savunma yapıyorsunuz. Ama genel olarak bu iki pozisyonda oynadım. Gol atmaktan çok arkadaşlarıma attırmaya odaklıyım.''

Kendini maçlara mental olarak nasıl hazırlıyorsun?

''Her maç günü ve bir gün önce motivasyon videoları izlerim. Hatta hafta boyunca... Çünkü örneğin, sakatlandığım zaman bu benim çalışmaktan vazgeçmememi sağladı. Maça daha iyi odaklanmamı sağlıyor. Başka biri oluyorum. 'Tamam, bugün gülmek eğlenmek yok. Sadece maçı düşün' diyorum. Bazen uyurken dahi böyle videolar dinliyorum.''

Sen kendini nasıl bir oyuncu olarak tanımlarsın?

''Bir tür savaşçı diyebilirim. Çünkü takım için oynuyorum. Maç günü, 'Kendimi takıma vermeliyim. Kendim için oynamıyorum. Arkadaşlarım için oynuyorum' derim. Biri hata yaparsa onu kapatmaya çalışırım. Bunun görünmesini istemem. Koşmayı severim. Mesela, N’Koudu, 'Seninle oynamak istiyorum çünkü sen de soldasın' diyor. Bu sezon kendimi daha da geliştirmek istiyorum. Çünkü büyük bir kulüpteyim ve daha çok asist yapmak ve gol atmak gibi daha çeşitli rollerde olacağım. Bunu öncelikle takım için, sonra kendim için istiyorum.''

Taraftarlara neler söylemek istersin?

''Onlara kalpten teşekkür etmek isterim. Çünkü daha transfer gerçekleşmeden, haber duyulmadan önce bana bir sürü benim oyunum, maça yüzde yüzümü vermemle ilgili çok güzel şeyler söylediler ve Beşiktaş’a gelmemi istediler. Bunun bir bütün olduğunu düşünüyorum. Çünkü onlar olmasaydı bu gerçekleşmezdi. Bu yüzden onlara teşekkürler. Beşiktaş’ın ne kadar büyük bir aile olduğunu anladım. Bu ilişkininin yıllarca sürmesini isterim.''

Etiketler :