"Oyunu gördükten sonra üzülmemek elde değil"

"Oyunu gördükten sonra üzülmemek elde değil"

Hürriyet gazetesi yazarı Ali Ece, Beşiktaş-Napoli maçını bugünkü köşesinde değerlendirmiş.

Ali Ece'nin yazısından bazı bölümler:

- Beşiktaş'a İtalya’da yenildikten sonra Beşiktaş’tan 1 fazla maç oynayan Napoli, tıpkı Juve karşısında olduğu gibi savunmasını öne çıkararak hatta oyun kurucularından olan stoper Koulibaly’i sürekli hücuma katarak başladı. İlk 15 dakikada son 15 gündeki klasik Napoli’yi izledik: Hücum sürekliliği, baskı, seri pas her şey var ama doğal mevkisi santrfor olan bir oyuncusu olmadığı için gol yok.

- Tosic’in sakatlanıp çıkmasından sonra ise Beşiktaş oyunu dengeledi. Napoli’nin pusudaki yorgunluğunu da hesaplayarak dengeli bir geçiş oyunu oynarken pozisyonlar da buldu. Ancak son pas, son vuruş tercihlerinde Napoli deplasmanındaki yüksek kaliteyi gösteremediği için golü bulamadı.

- İkinci yarının ilk 15 dakikası da ilk 15 dakikanın karbon kopyası gibiydi. Uzun sakatlık döneminden sonra en azından son bölümde sahne alması beklenen Oğuzhan’ın girişinden sonra ise Beşiktaş ofansif açıdan gaza bastı. Uzun paslardan vazgeçip Oğuzhan-Tolgay duble oyun kuruculu kendisini Şampiyonlar Ligi sahnesine taşıyan ofansif oyununu oynamaya başladı. Üst üste gelişen pozisyonlarda Rhodolfo ve Atiba gibi takım savunmasının merkezindeki oyuncularla bile kaleyi yokladı. Golü getiren penaltı da bu baskının doğal sonucuydu.

- Beşiktaş, oyun karakterine ters düşen kale önüne bilinçsizce metrobüs park etmeye çalışmak yerine 0-0’daki oyununu devam ettirseydi, sahadan çok daha iyi bir sonuçla ayrılabilirdi. Kuralar çekildiğinde Napoli’den 2 maçta 4 puan deseler, başımın üstüne ama dün gece Oğuzhan girdikten gole kadarki oyunu gördükten sonra üzülmemek elde değil.