Samet Aybaba, Bilic dönemini eleştirdi: "Biz 'Feda' deyip kamplarda menemen yerken..."

Samet Aybaba, Bilic dönemini eleştirdi: "Biz 'Feda' deyip kamplarda menemen yerken..."

Beşiktaş'ın eski kaptanı ve teknik direktörü Samet Aybaba, Hürriyet gazetesinden İsmail Er'e açıklamalarda bulundu.

Aybaba’nın sözlerinden satır başları şöyle oldu:

- Beşiktaş’a, kulüp çırılçıplakken geldim. Para yoktu, transfer yoktu.

- Benden önce 5-10 teknik adama teklifte bulunmuşlar, onlar gelmeyi kabul etmemişler.

- Geldiğimizde kulübümüzün durumu çok kötüydü, takımın başarısından çok borçlar konuşuldu. Ben hiçbirini kafama takmadım.

- Elimdeki malzemeyi zenginleştirmeyi düşündüm, buna odaklandım.

- Biz, “Feda” deyip kamplarda menemen yerken, benden sonra büyük imkanlarla getirilen Slaven Bilic de üçüncü oldu. Üstelik onun istediği transferlerde de yapıldı.

- Kimse kapısının önünden geçmezken biz kulübümüzde hep olduğumuz yere, kalbine girdik. Elimizden gelen her şeyi Beşiktaş’ın menfaatleri için yaptık. Hiç şikayet etmedik. O coşkuyu, o sevgiyi bir yerden başlatmak gerekiyordu. Biz de onu başlattık.

- Üstüne Slaven Bilic göreve geldi. Ancak kendisi bizim durduğumuz yerde kaldı, ileri gitmedi. Bazı oyuncular gelişti ama hedef olarak bizim durduğumuz yerde kaldıklarını söyleyebilirim.

- Sonrasında takımın çok kaliteli takviyelere ihtiyacı vardı. Gomez ve Sosa katılınca Beşiktaş, hak ettiği şampiyonluğu geçen yıl kazandı.

- Teknik direktör olarak kendi kariyerime bakacak olursam, şu anda bazı teklifler geliyor. Ama artık biraz da kendimizi düşünme zamanı... Şu an 60 yaşındayım. Seçici olma zamanım çoktan geldi.

- Fenerbahçe ve Galatasaray dahil her takımı çalıştırırım. Profesyonelim ve bu konuda herhangi bir tercih kriterim olmaz.

- Teknik direktörlük, sadece maç kazanma odaklı bir meslek değildir. Hocalık; davranışlar, tavırlar ve söylemler ile örnek olup, kulübünün ekonomisini düşünmektir. Bir teknik adam takımına katkı verip, gençlerin gelişimini düşünmelidir. Öteki türlü, futbolumuz ileri gitmez.

- “Süper Lig’de ilk yarıyı namağlup lider bitirmek kolay değil. Bu anlamda Medipol Başakşehir’i çok beğeniyorum. ‘Takımlar taraftarla mı, taraftarsız mı başarılı oluyor’ sorusuna en güzel yanıtı veriyorlar. Hep kendilerini geliştiriyorlar.”

- Medipol Başakşehir’i çok beğeniyorum. Hep geliştirerek, üstüne bir şeyler katarak ilerliyorlar. Hocalarında ve yönetimde süreklilik var.

- Demek ki her şeyi çözmüşler. “Takımlar taraftarla mı taraftarsız mı başarılı oluyor” sorusuna en güzel yanıtı veriyorlar. Süper Lig’de ilk yarıyı namağlup lider bitirmek kolay değildir.

- Medipol Başakşehir şampiyon olursa kimse şaşırmasın. Zirve yarışında ‘Üç Büyükler’i zorlarlar. İkinci yarıda zorlu bir yarış olacağını düşünüyorum.

- Ancak diğer yandan ligimizin kalitesi çok düştü. Futbol yok, seyir zevki çok düşük. Geçen hafta Avrupa’daydım. İnsanların futbol tutkusu hangi seviyede olursa olsun üst düzey. Bizde de böyle olmalı.

- Ülkenin yetiştirdiği en özel ve önemli futbolculardan biri Arda Turan. Gençlere örnek olması gerekir. Onun işi çok zor ama Arda bütün zorlukların üstesinden gelebilecek biri.

- Bana, “Vodafone Arena mı denilmeliydi, yoksa İnönü Stadı mı” diye sorulsa, “İnönü” derdim. Statlara, ülkesine veya ülke futboluna hizmet etmiş insanların isimlerinin verilmesinden yanayım. “İnönü Stadı” olmasaydı, “Süleyman Seba Stadı” olsun isterdim. Trabzonspor’un Akyazı’ya, “Şenol Güneş Stadı” adını vermesi çok doğru karar. (Hürriyet / İsmail Er)