"Şenol Güneş, 'satın' demişti ama..."

"Şenol Güneş, 'satın' demişti ama..."

Beşiktaş, Süper Lig'in ikinci haftasında karşılaştığı BŞB. Erzurumspor'u yenerek, ikide iki yaptı. Hürriyet gazetesi spor yazarı İlker Yasin, karşılaşmayı değerlendirdi.

Ajans Beşiktaş - İşte İlker Yasin'in yazısı:

BEŞİKTAŞ’ta başkanından teknik direktörüne, kaptanından futbolcusuna bir, ‘tükenmişlik sendromu’ yaşandığını söylemek yanlış olmaz...

Seçim, değişim derken, bu aşamada ya Beşiktaş değişmeyi öğrenecek ya da gün gelecek birileri Beşiktaş’ı değiştirecek. Son 3 yıla 2 şampiyonluk sığdırarak ve 3. yılda şampiyonluğu kıl payı kaçırarak gösterilen performans iyi bir iş... Ama yapılmamış olanı yine yapmak, hatta yüzde 5 daha iyi yapmak bile artık başarı için yeterli değil...

Neydi ilk yarı Beşiktaş’ın o hâli?

Tek gol pozisyonu bulamayan ve 45 dakika sonrasında soyunma odasına, 4 gol yememiş olmanın şansıyla giden Beşiktaş’ta neler oluyor?

Sayın Orman, sayın Güneş, bir anlatın lütfen... İlk 45 dakikada hiçbir futbolcusu kendi vasatını yakalayamazken, Necip, Oğuzhan, Babel, Quaresma, Gökhan, hatta Tolga sahada uyurken, Şenol Güneş’in içindeki Karadeniz fırtınası nasıl dingin kaldı anlamadım...

BU SEZON ÇOK ZOR GEÇER

BEŞİKTAŞ heyecan vermeyi, ortak amaçlara odaklanmayı unutmuş bir takım... Linz’deki resmin aynıydı dün... Avusturya’daki yoklar; Quaresma, Vida, Necip, Gökhan, Negredo dün sahadaydı. Ölçü ne? Rotasyonda Tolgay, Caner, Lens neden maça başlamadılar, onu da anlamak zor... Dün sanki Real Madrid, Liverpool vardı Beşiktaş karşısında...

İlk yarı aynen Linz önündeki gibi pres yapan, yakın temasla oynayan, hızlı pası ve kontratakları seven Erzurum, Beşiktaş’ı perişan etti. Oğuzhan’a 45, Necip’e 70 dakika dayanan Güneş için bu sezon çok zor geçer gibi gözüküyor. Güneş’in, “Satın, işe yaramaz” dediği Negredo, Güneş’e, güneşi 3 gün içinde tekrar gösterdi. 76. dakikada Pepe’nin uzun pasında Negredo’nun topukla attığı harika gol, Güneş’e derin bir nefes aldırıp, “Ben ne yapıyorum acaba” demesine yol açtı.

OĞUZHAN, SENDROMDA MI?

OĞUZHAN... Aybaba döneminde geldi, Biliç döneminde meziyetlerinin üzerine bir tık koydu. Sonrasında sahnede yok. Kafa olarak, fizik olarak, kaptan ve takım lideri olarak hâlâ yok. Bu bir tükenmişlik sendromu mu? Öte yandan dün, Beşiktaş’ın Beşiktaş gibi oynamasında ve takım ruhunun, heyecanın doruğa çıkmasında Caner’in katkısı çok büyüktü.

ARARSIN...

GOLCÜLERİN, Mario Gomez’i, Cenk’i, Aboubakar’ı yollarsın. Onların arkasındaki hem golcü hem oyun kurucu Talisca’yı da yollarsın. Daha öncesinde savunmanın göbeğinde Marcelo’yu, sonrasında Toşiç’i de yollarsın. Çok başarılı bir performansı olan kaleci Fabri’yi de yollarsın. Tamam.

Hep satar ve yerine daha iyisini koyamazsan, sattıklarını ararsan ve hatta daha eskiden sattıkların Burak ile Sosa’ya bel bağlarsan, bir takım yanlışlar var demektir. İyi paraya satmak iyidir ama daha iyisini almak çok daha iyidir...

MUTSUZLAR TAKIMI...

Bütün as oyuncuları yönetim, başkan tarafından elden çıkarılan Şenol Güneş mutlu mu, mutsuz mu? Fabri’ye 2 yıl yedeklik yapan, yaşı kemale ermiş kaleci Tolga mutlu mu, mutsuz mu?

Güneş’in istemediği, “Satın” dediği ama kendi yeteneklerinin farkındaki Negredo mutlu mu, mutsuz mu? Atiba’nın yokluğunda Babel mutlu mu, mutsuz mu? Love, Mustafa Pektemek, Tolgay mutlu mu, mutsuz mu?

Ve en önemlisi, Beşiktaş seyircisi 3 yıl öncesinin Beşiktaş’ını ararken mutlu mu, mutsuz mu? Dün tecrübesiz, heyecanları yüksek bir takıma karşı Beşiktaş ismiyle bir maç kazanıldı. Ama Beşiktaş’ın son 1 ay içerisindeki futbolu kimseyi mutlu etmiyor.

MAÇIN ADAMI: CANER