Artık ömrümüzü uzatıyor Beşiktaş!

Hüseyin Eroğul

Maçın daha 20. dakikası oynanırken “Beşiktaş’ın oynadığı futboldan kitap yazmaya kalksan kütüphane olur” demiştim, 90 dakikada şiir yazdılar. Harika bir geceydi, bir futbolsever olarak muazzam bir keyif aldım. Aynı keyfi Benfica maçının ikinci yarısında bir de Napoli’ye karşı oynarken yaşamıştım.

Kurak ve çorak bir çölde vahaya kavuşmak gibi Beşiktaş’ı seyretmek. Bu sezon geçen seneye oranla daha az gördüğümüz, tadı damağımızda kalan pas oyununu sufle almadan oynadılar ilk yarının uzun bir bölümünde. Oğuzhan yeniden vites yükseltmeyi başardı. Zaten, Ozzy kendine çeki düzen verdiği her maçta Beşiktaş’ı bir adım öne taşıdı. Oğuzhan hariç herkes bunun farkındaydı bunun. Kendisi de idrak eder inşallah. Olcay’ın Trabzon’a gönderilmesiyle verilen mesajı herkes almış. Ne büyük saadet!

Babel sanırım devre arasında yapılan transferlerin en verimlisi. İlk maçından beri Şenol Güneş’le yıllardır çalışmış gibi oynuyor. Attığı goller, yaptığı asistler bir yana savunmaya da ilaç oldu. O geriye geldikçe Quaresma da boş bırakmadı kendi kanadının arkasını.

Beşiktaş’ın ön dörtlüsü maç boyunca ateş etti. Quaresma, Talisca, Cenk Tosun, Babel… Hepsi tabelaya etki eden isimler oldu. Arka dörtlüde tek sıkıntı Tosic’te. Yetenekleri kısıtlı, oyun kuramıyor ama tank gibi mücadele ediyor. Tosic iyi işleyen bir çarkın vasat elemanı. Gelecek sezon yeri mutlaka üst düzey bir stoperle doldurulmalı. Milyonlarca euro ödenip transfer edilen yıldız isimlerin İstanbul’da bir yerlerde kötü takımlara gittikleri için rezil rüsva olmalarının aksine iyi bir takım vasat bir oyuncuyu bile iyi oynatmaya muktedirdir. Tosic de bunun en güzel örneği.

Cenk Tosun ilk yarıda yok gibi oynadı. Soyunma odasında Şenol Güneş ne dediyse ikinci yarıda yıktı ortalığı. İlk goldeki zor pozisyonunda topu kontrol etmesi, arkasında rakibi varken dar açıya rağmen dönüp vurması üst düzey bir golcünün yapabileceği işti. Olmaz derken olduruverdi.

Beşiktaş bu sene şampiyonluğun en büyük favorisi. Gelmesi muhtemel kupa sınıf atlatacak kulübe. Gelirleriyle, finansal fair playin boyunduruğundan kurtulacak olmasıyla, ahenkli kadrosuyla, taraftarı ile birlikte bir bütün haline gelmesiyle boyut değiştirecek. Rakipleriyle makası açacak. Fikret Orman yönetimi ince planlarla Avrupa’da kupa kaldıracak bir takımın inşasına doğru götürüyor işi. Kabası bitti, ince işçiliğe giriştiler.

Aziz Yıldırım da olacakların farkında. O yüzden kendine rakip olarak Beşiktaş’ı seçti. Tipik bir Türk idarecisi mantığıyla hareket ederek kendi hatalarını kenara koyup rakibiyle uğraşmaya başladı. Bu gündem değiştirme hamlelerini kamuoyu yemiyor artık. Bunun da en büyük kanıtı dünkü Beşiktaş tribünleridir. Eskiden olsa küfür kıyamet bir tribün olur ceza yerlerdi, dün ince ince, zekice göndermelerle şekerini yükselttiler Aziz Yıldırım’ın.

Beşiktaş bir zamanlar gençliğimize mâl olmuştu, şimdi ömrümüze ömür katıyor.