TARİHTE BUGÜN | Beşiktaş'ın "Kadıköy Destanı" yazdığı gün

TARİHTE BUGÜN | Beşiktaş'ın "Kadıköy Destanı" yazdığı gün

Bugün 2005'teki tarihi derbi maçın yıl dönümü...

Ajans Beşiktaş - Bugün 17 Nisan. 2005'te oynanan tarihi Fenerbahçe - Beşiktaş derbisinin 14. yıl dönümü. 14 yıl önce bugün Beşiktaş, tabiri caizse Kadıköy'de bir destan yazmış, Türk futbol tarihinin unutulmaz galibiyetlerinden birini taraftarına yaşatmıştı.

O maçta gol perdesini 27'de Tümer'le Beşiktaş açmış, Luciano 34'te 1-1'i bulmuştu. Beşiktaş soyunma odasına Carew'in son dakika golüyle 2-1 önde giderken, 69'da Alex'le skor 2-2 olmuş, 76'da İbrahim Akın'la skor 2-3'e gelmişti. 82'de Cordoba kırmızı görmüştü. 3 oyuncu hakkını dolduran Beşiktaş'ın kalesine Pancu geçmiş, Alex 82'de penaltıyla skoru 3-3'e getirmişti. Son 10 dakika Pancu kalede devleşirken, Koray'ın uzatmadaki golü skoru ilan etmişti.

İŞTE O MAÇIN ÖYKÜSÜ:

17 Nisan 2005 gecesi saat 19.00’da Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda bulunan Fenerbahçeli, Beşiktaşlı taraftarlar, yöneticiler, futbolcular, görevliler ve televizyonları başındaki milyonlarca sporsever, sadece 90 dakika süren bir derbi mücadelesi izlemedi. Aynı zamanda Beşiktaş’ın yazdığı tarihin de tanıklığını yaptı.

Derbi öncesinde çok şeyler söylendi; yazıldı, çizildi. Ancak hiçbiri gerçekleşmedi. Beşiktaş, tarihinin sayfalarına altın harflerle yazılacak bir doksan dakikaya başladı. Fenerbahçe Anelka ile Tuncay ile geldi. Alex ile Selçuk ile Cordoba’yı denedi. Binlerce Fenerbahçeli, Şükrü Saraçoğlu Stadı’nı Beşiktaş’a dar etmek istedi. Ancak golün adı Tümer’di. 27. dakikada Tümer Metin yükseldi, topu rakibinden söktü. Luciano’nun üzerinden aşırdı. Kaleci Rüştü ile karşı karşıya kaldı. Kendisini takip eden savunmanın pozisyonu bozma çabasına, açıyı kapatmak için üzerine doğru gelen kaleciye karşın, muhteşem top kontrolü ve vuruşu ile Beşiktaş’ı 1-0 öne geçirdi.

Kadıköy’de 1800 Beşiktaşlı sevinç çığlıkları atıyor, televizyonları başındaki Siyah-Beyazlılar havaya sıçrıyor, Fenerbahçe tribünleri buz kesiyor, Fenerbahçeliler’in ağzını bıçak açmıyordu. Ancak hiç kimse bu golün bir destanın başlangıcı olduğunu da henüz bilmiyordu.

34. dakikada Fenerbahçe Luciano’nun rövaşata golü ile skoru 1-1’e

getirdi. Bu sefer sevinme sırası sarı-lacivertlilerindi. Ancak bu sevinç de fazla uzun sürmedi ve sahneye bu sefer John Carew çıktı. İlk yarının uzatma dakikalarında daha önceden çalışılmış bir organizasyonla Rüştü’yü mağlup etti.

Beşiktaşlılar biliyordu; Kadıköy’de yenilmeyeceklerdi. Beşiktaşlılar biliyordu; tarih tekerrür edecek ve Fenerbahçe’nin rekoru bitecekti.

Beşiktaşlılar inanmıştı; çünkü sahaya Hakkı Yeten ruhuyla, 100. yıldaki şampiyonluğun kutlandığı formalarla çıkmışlardı ve yenilmeyeceklerdi.

2. yarıda sahada kendine güvenen, galibiyete inanan ve atmosferden hiç etkilenmeyen bir Beşiktaş vardı. Beşiktaş atıp, kaçıyor. Fenerbahçe kovalamaya çalışıyordu. 69. dakikada yine böyle bir sahne yaşandı. Alex, Carew’in golüne yanıt verdi, skor tabelası eşitlendi (2-2).

Dakikalar 76’yı gösterdiğinde Ahmed Hassan’ın çabasıyla kapılan top, İbrahim Akın’ın önüne geliyor, genç oyuncumuz da önce kaleye bakıp, atacağı yeri belirliyor, sonra da Milli kaleci Rüştü Rençber’in kapattığı köşeden meşin yuvarlağı ağlarla buluşturuyordu. Bu Kadıköy’de yazılan destana yakışır, muhteşem bir goldü. Yine Fenerbahçe tribünleri susmuş, Beşiktaşlılar ayağa kalkmış, tek bir ağızdan haykırmışlardı, “Biz Beşiktaşız, rekor tanımayız.”

Fenerbahçe, bu sezon Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda tam 14 maç yapmış ve hiç bir maçını kaybetmemişti. Fenerbahçe, üstelik bu 14 maçta sadece kalesinde 4 gol görmüştü. Ancak dakikalar 76’yı gösterip İbrahim Akın, fileleri havalandırdığında bu rekorlarının Beşiktaş’a sökmeyeceğini herhalde hissetmişlerdi.

Maçın hakemi Bülent Demirlek, takdir haklarını Fenerbahçe’nin lehine kullanmasına karşın, en büyük hatasını Tuncay’ın ceza sahamız içinde kendisini yere atmasını O’na sarı kart göstererek değil de, Beşiktaş’ın aleyhine penaltı çalarak değerlendirmesiydi. İşte bu an Kadıköy Destanı’nın da yazıldığı andı. Cordoba’nın haklı tepkisini sarı kart ile cezalandırarak, Kolombiyalı kalecimizi 2. sarı karttan kırmızı kartla oyundan atan Demirlek, bir anlamda Pancu’nun kalede devleşmesine de fırsat tanımış oldu. 3 değişiklik hakkını kullanmış olan Beşiktaş, hem kalecisiz kalmış, hem de gol atması için oyuna aldığı ve diri futbolcusu Daniel Pancu’yu kaleye geçirmek zorunda kalmıştı. Penaltıyı Alex golle sonuçlandırıp skoru 3-3 yapmasına karşın, henüz Beşiktaş son sözü söylememişti.

Beşiktaş’ın son sözünü söylemeden önce sahadaki kadro şöyleydi:

Kalede; Daniel Gabriel Pancu
Savunmada; Guiaro Ronaldo, İbrahim Toraman, Çağdaş Atan, Ali Güneş
Orta Sahada; Ahmed Hassan, Koray Avcı, Tayfur Havutçu, İbrahim Akın
Forvette; John Carew

Fenerbahçe kalede Pancu’nun bulunmasını fırsat olarak görüp, şutlarla, kafalarla Rumen oyuncuyu denemesine karşın, Pancu’nun gol yemeye hiç niyeti yoktu. Yemedi de... Böyle bir mücadelenin, böyle bir özverinin, böyle bir ruhun hakkı elbetteki galibiyetti. O da Koray Avcı’nın muhteşem golüyle geldi.

Hakkı Yeten’in, Şeref Görkey’in, Recep Adanır’ın yazdığı destanları bu sefer, İbrahim Toraman’lar, Koray Avcı’lar, Tayfur Havutçu’lar yazıyor; Fenerbahçe rekoruna veda ediyor; Beşiktaş tarihinin sayfalarına muhteşem bir altın sayfa daha yazıyordu. Bu destanın adı da belliydi: “Kadıköy Destanı”

Etiketler :