"Bu görev hedeflerim arasında yer alıyordu"

"Bu görev hedeflerim arasında yer alıyordu"

Beşiktaş Sompo Japan ve A Milli Takım’ın coachu Ufuk Sarıca, yaklaşan Avrupa Şampiyonası öncesi Fanatik gazetesine konuştu. Sarıca, şu an geçiş döneminde olan Milli Takım’ın kısa ve uzun vadedeki hedeflerini anlattı.

Ajans Beşiktaş - Defalarca oyuncu olarak A Milli Takım’da yer aldın. Yardımcı coachluk yaptın. Şimdi ilk defa başantrenör olarak Milli Takım’ın başındasın. İlk teklifi aldığında neler hissettin, düşüncelerin nelerdi?

Bu görev benim hedeflerim arasında yer alıyordu. A Milli Takım coachu olmayı ümit ve arzu ediyordum. Sadece zamanı belli değildi. Yeni bir ekip var. Türk basketboluna hizmet etmiş, benim de dönem dönem beraber oynadığım bir ekip. Teklif geldiğinde de bunu geri çevirmem mümkün değildi. Gurur duydum, onore olarak görevi kabul ettim. Şimdi de çok mutluyum.

Yönetim yeni ama, oyuncu kadrosu da yeni. Oyuncu havuzunu nasıl değerlendiriyorsun?

Bundan önceki dönemlerde daha hazır, kulüplerinde daha çok oynayan, jenerasyon olarak daha tecrübeli arkadaşlar vardı. Bizim bir değişime ihtiyacımız var. Bu değişime ufak tefek başlamıştık. Şimdi geldiğimiz noktada özellikle köklü bir değişime ihtiyaç var. Bunu süreç içinde yapacağız. Kısa vaadede de Avrupa Şampiyonası var. Genç jenerasyondan büyük oyuncu olmaya aday isimlerden A Takım’a takviye yapacağız. Buna ülke olarak ihtiyacımız var. Aslında her ülkenin başına gelen bir durum. Bazı başarılı jenerasyonların zamanı doluyor, sonra yeniden yapılanma içine giriyorlar. Bizde sıkıntı şu; son dönemde başrol olan Türk oyuncu sayısı çok az. Bu bakımdan bir sıkıntı var. Bunu çözmenin yollarını arıyoruz.

Avrupa Şampiyonası’nın Türkiye’de olması bu geçiş dönemi için bir avantaj mı yoksa, dezavantaj mı?. Çünkü şampiyona Türkiye’de ve beklentiler doğal olarak yüksek olacak.

Avantaj olarak görebileceğimiz yerler var. Ama söylediğim gibi geçiş döneminde bir takım eksiklikler ve bir takım karışıklıklar var. Oyuncu bazında belirsizlikler var. Hedefimiz en iyi dereceyi almak olacak. Bu kadro ile her maçı kazanmaya aday bir takım sahaya çıkarmak istiyoruz. Hem oyuncu bazında kişisel gelişimi artırmak, hem de iyi sonuç almak istiyoruz. Hedef için ne deriz tam bilmiyorum ama adım adım düşünüyoruz. İyi bir hazırlık sürecinden sonra turnuvaya iyi başlarsak, moral ve özgüvenle çok farklı sonuçlar alabiliriz.

Kulüp takımlarında hep beklentilerin üzerine çıktın. Favori olmayan takımlarla kupalar kazandın. Sanki Milli Takım’da da benzer bir durum var...

Kağıt üzerinde favori gösterilenler her zaman başarılı olmuyor. Doğal olarak her zaman favori gösterilen takımlar bulunuyor. Önemli olan sahada ne yapabileceğin. Benim için de kendi antrenörlük görüşüm; çalıştığım oyuncuların kişisel gelişimini, performansını yukarı çıkarmak. Bunu yaptığımız zaman doğru orantıyla takımın performansı da yukarı çıkıyor. Oyunculara belli rahatlık ve özgüven sağlayarak onları yukarı çekmeye çalışıyoruz. Geçmişte bunu yaptık. Burada da bunu yapacağız. Belki kulüplerinde oynamayan oyuncular Milli Takım’da yer alacak. Elimizde ne varsa, bu malzemeyle en iyisini nasıl yaparız, bunun için çalışıyoruz. Birilerinin, birilerini favori göstermesi başarı için yeterli değil. Geçmişte de bunun örneklerini gördük.

Başarılı olurken, oyuncuların da gelişimini sağlamanın sırrı ne?

Bir kere iletişim çok önemli. İletişim değer verdiğim bir olay. Oyunculuktan gelmek, üst seviyede oyuncu olmak bana bir avantaj sağlıyor. Hem düşünme, her hareket edebilme kabiliyeti getiriyor. Oyuncunun da sana sevgi ve saygı duymasını sağlıyor. Bu da ilişkiyi yüceltebiliyor. Coach olarak da elde ettiğim başarılar ve tecrübe, saygıyı yüksek tutuyor. Ben oyuncuya güvenen ve inanan bir coachum. Bu işin esas aktörleri oyuncular. Onların kurgusunu yapmak ve doğru oynatmak da bize düşüyor. Bunu başarırsak, oyuncunun inancı ve size bakışı da farklı oluyor. Benden sonra başka takımlara gidenler oldu. Bundan hep mutluluk duydum.

Geçmiş dönemde de favori gözükmeyen Karşıyaka ile Türkiye Kupası kazandık. 3. sene sonunda Türkiye Şampiyonluğu geldi. Aynısın bu yıl Beşiktaş’ta da yaşadım. Kasım ayında inancımı, büyük hedeflerimi oyunculara anlatmaya çalıştım. Onlar da bana ve kendilerine inandı. Şimdi de Milli Takım olarak favori görülmüyoruz belki ama ben en büyük baskıyı kendime yapıyorum. Bu da oyuncularımın bakışını kuvvetlendiriyor. (Fanatik)