Alen Markaryan: "Quaresma’yı Kasımpaşa 11’inde gördüğümde içim burkuldu"

Alen Markaryan: "Quaresma’yı Kasımpaşa 11’inde gördüğümde içim burkuldu"

Beşiktaş'ın deplasmanda 3-2 kazandığı Kasımpaşa karşılaşmasını Akşam Gazetesi spor yazarı Alen Markaryan değerlendirdi.

Ajans Beşiktaş - İşte Alen Markaryan'ın bugün Akşam Gazetesi'nde yer alan köşe yazısı:

"Ne yalan söyleyeyim Quaresma’yı Kasımpaşa 11’inde gördüğümde içim burkuldu. Ne oldu, nasıl bitti bu iş bilmiyorum ama, böyle olmamalıydı diye düşünüyorum. Öte yanda Tayfur... Ona da hayırlı olsun diyelim. Neyse... İvme kazanmış bir Beşiktaş’a ilgi ve merak dolu anlardayız. Gökhan Gönül, Karius, Elneny, Atiba, Burak gibi, taktikten ziyade bireysel yeteneklerin öne çıktığı, hırsın, azmin tavan yaptığı bir Beşiktaş.

***

İlk 10 dakika için söyleyeceğim tek şey, topun taca çıktığında Beşiktaşlı futbolcuların, maçın son dakikası oynanıyormuş ve acil gol lazımmış gibi davranmalarıydı.

Aklıma Feyyaz geldi. O da top taca çıktığında koşar, topu kendi alır, oyuna sokar, bütün tribün gaza gelir, ortam birden değişiverirdi.

Feyyaz’ın o zaman yaptığını şimdi Atiba yapıyor. Ljajic’in yerine de oynuyor ha. Top kapıyor, gidiyor, kırmızı kart aldırıyor. Kırmızı kart dedik de, hakem yorumudur, biraz ağır oldu diyenler var ama, bariz gol şansında faul ihracı gerektiriyor.

Aynı şekil bize olsa sinirlenir miyim? Sinirlenirim. Ama bu gerçeği değiştirmiyor. Tabii bütün bunlar Beşiktaş’ın durgun oynadığı gerçeğini de değiştirmiyor.

Bu minvalde, orta sahada ikili mücadele sırasında kendini yere bırakan Vida, ve devamındaki pozisyonda gole kadar giden bir serüvene tanık oluyoruz. Önce ofsayt dendi, sonra vazgeçildi. Orta sahadaki Vida’nın pozisyonuna bakıldı ve gol verildi. Bu golü direkt Vida’ya yazarım. Net: 1-0.

Yalnız Quaresma’nın devamlı itiraz eden hareketlerini kendisine yakıştıramadım. Oyna, hırs yap, hatta gol bile atabilirsin. Yakaladın mı, atmalısın da zaten. Lakin hayatının 7 yılını geçirdiğin bir takıma karşı hareketlerin ölçülü ve saygılı olmalı.

Neyse...

Beşiktaş golden sonra beklediğimiz reaksiyonu gösteremiyor dediğimiz anda, sağ bekinin ortalayıp, sol bekinin bombaladığı dünya futbolundan bir kesit aldık. Teşekkürler Gökhan, teşekkürler Caner: 1-1.

Rakip 10 kişi kaldığından mıdır bilmem ilk yarıdaki aceleci tavırdan bahsettik ya, ikinci yarı tam aksini yaşıyorduk. Nasıl durgun, nasıl aheste, nasıl bezgin!!! Ne oluyor diye bakınırken 2. Kasımpaşa golü geldi. Ljajic, 40 metre takip ettiği Koita’yı topla buluşma noktasında bırakıverdi. Gücü bitti diyelim! Ve gol yedik: 2-1.

Hemen akabinde Umut Nayir’i oyuna alıp çift santrfora döndük.

Soru şu: 10 kişilik takıma niye ikinci yarının başında bu değişiklik yapılmadı, ve niye ısrarla arka taraf boş bırakılıyor defalarca kontra yememize rağmen?

70’e kadar golü ve gol olacak baskıyı bekledik. 70 diyorum çünkü zira çok adamla gelmeye başladığımız dakikada golü bulduk. İkinci santrfor Umut’la: 2-2.

Kayseri maçındaki ilk yarının son 5 dakikasındaki o baskı ne zaman gelecek diye bekler olduk artık. Zaman ilerliyordu. Bir Umut bekledik. Her dakika bir Umut ettik.

Umut, Umut, Umut... Umudumuzu asla yitirmedik: 2-3.

Hırsınıza kurban çocuklar.