"Ayağa kalkın, Beşiktaş geçiyor..."

"Ayağa kalkın, Beşiktaş geçiyor..."

Milliyet Gazetesi Spor Yazarı ve Beşiktaş muhabiri Serdar Sarıdağ, Monaco-Beşiktaş karşılaşmasını değerlendirdi.

Ajans Beşiktaş - Sadece Türk futbolunun değil, Şampiyonlar Ligi tarihinin de en önemli gecelerinden birine şahit olduk. İkide iki yapmış bir Beşiktaş, dün akşam Monaco'yu kendi sahasında devirerek, Porto ve Leipzig galibiyetlerinin tesadüf olmadığını da göstermiş oldu. Siyah - beyazlı takım, Devler Ligi kulvarında öylesine hızlı ilerliyor ki, bu unutulmaz futbol tarihini yazan kaleme, mürekkep bile yetiştirilemiyor.

Babel'in ofsayt gerekçesiyle sayılmayan resmi golünü de eklersek, Beşiktaş Louis Stadı'nda üç gol atmış diyebiliriz. İki deplasman maçında toplamda 6 gol atabilecek takımların isimlerini, buraya yazmaya hiç gerek yok. İşte Beşiktaş dün akşamdan itibaren, Şampiyonlar Ligi performansıyla o takımlardan daha çok konuşulmaya başlandı.

Beşiktaş ile birlikte Cenk Tosun da, bu kulvarın en çok konuşulan isimlerinden biridir artık. İngilizlerin efsanevi golcülerinden Alan Sharer "Ben onda kendi gençliğimi görüyorum" demişti. Haksız da sayılmaz ama Cenk Tosun'da Sharer'in gençliğini değil, Cenk'in ta kendisini görüyoruz. Çünkü Cenk, kendi stilini çoktan yarattı. Çünkü Cenk tribündeki çok önemli birisine parmak ısıttırdı. Bugün Türkiye Futbol Federasyonu'da görev alan Tuncay Yanık, Cenk Tosun'u yıllar önce Jean Tigana'nın huzuruna çıkarmıştı. Beşiktaş'ın Almanya kampıydı. Tuncay Yanık, o dönem Beşiktaş'ta idari menajerdi. Eintracht Frankfurt'un alt yapısında oynayan Cenk'i tavsiye etmişti. Tigana, neredeyse çocukluk döneminden yeni çıkmış gibi olan Cenk Tosun'un, çok genç olması nedeniyle Frankfurt'ta devam etmesinin daha doğru olduğunu söylemişti. Belki de Mösyö Tigana en doğrusunu yapmıştı. Tam bir yetenek avcısı olan Tigana, Cenk'i o zaman Türkiye'ye getirtse, belki de siyah - beyazlı oyuncu bu seviyede olmazdı. Cenk Tosun'a baktığımızda, o Alman alt yapısının kokusunu rahatlıkla alabiliyoruz. Disiplinin, iş ahlakının ve yeteneğin, hep birlikte bir futbol kazanında tam kıvamında piştiğini görüyoruz.

İşte o dönem Cenk Tosun'un Almanya'da kalmasını sağlayan Tigana, dünkü maçı tribünden izledi. O günlerde ağzı süt kokan Cenk'in, böylesine goller attığını gördükçe acaba Tigana neler düşünmüştü diye gerçekten çok merak ediyordum.

Tigana'dan Şenol Güneş'e geçelim. Maçtan sonra bir Fransız gazeteci bana Şenol Güneş isminin nasıl telafuz edildiğini sordu. O gazeteciye "biz iki gün önce Şenol Güneş'i yerden yere vurduk" demek istedim ama diyemedim.  O meslektaşıma "bir kaç gün önce yerden yere vurduğumuz bu hocanın, Dünya 3.'lüğü var" demek istedim ama diyemedim. Ben de o gazeteciye Şenol Güneş isminin Şenol Güneş gibi okunduğunu söyledim. Yani yazıldığı gibi.
Şenol Güneş'in Beşiktaş'ı, dosdoğru bir yol üzerinde. Bakmayın ligdeki son maçlarına. Kolay değil öylesine kulvarlardan geçmek. Geçen sezon Dinamo Kiev, Fenerbahçe ve Başakşehir maçlarındaki travmatik sonuçların ardından bile, Beşiktaş şaşırtıcı geri dönüşler yapmıştı. O nedenle Avrupa'daki bu zafer, lige de olumlu yansıyacaktır. Lider Galatasaray ile aradaki o  puan farkını Türkiye'de kapatabilecek tek takım, Şenol Güneş'in Beşiktaş'ıdır. Tüm Türkiye'ye böylesine tarihi bir zafer yaşatan Beşiktaş'ı, oturduğumuz yerden alkışlarsak saygısızlık etmiş oluruz. Tıpkı taraftarın dediği gibi. Ayağa kalkın Beşiktaş geçiyor. (Milliyet/Serdar Sarıdağ)

Etiketler :