Haluk Levent: "Benim efsanem Süleyman Seba'dır"

Haluk Levent: "Benim efsanem Süleyman Seba'dır"

Beşiktaşlı kimliği ile tanınan ünlü sanatçı Haluk Levent, siyah-beyazlı takım hakkında bir röportaj verdi.

Ajans Beşiktaş - Haluk Levent'i sanatçı kimliğinin yanında Beşiktaş sevgisiyle ile de tanıyoruz. İstanbul Kadıköy'de verdiği konser öncesi kulisinde Futbol Arena'ya konuşan Haluk Levent, şu ifadeleri kullandı;

"Nasıl başladı Beşiktaş sevgisi?"

"Çocukken mahallede herkesin bir kimlik arayışı vardı futbolda. Bizde de Yıldız Spor diye bir mahalle takımı vardı. Hepimiz ona aşıktık. O sıralarda televizyondan bizlere yansıyan; Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş taraftarlığı mevcuttu. Herkes ona göre formalar yaptırırdı. Az sayıdaydık, Beşiktaşlı olarak. Özel insanlar, sevdiğim insanlar, teyzem, oğlu Beşiktaş'ı tutuyordu ama az kişiydi. Benim hoşuma giden bir taraftı. Herkes Fenerbahçeli, Galatasaraylı'ydı. Beni pek kale de almıyorlardı futbolda. Ne zaman ki 'Beşiktaşlıyım' dedim, artık sokağa girdiğimde 'O Beşiktaşlı' derlerdi. Kendime bir kimlik verdim."

"Beşiktaşlılık nedir sizin için? Ne ifade ediyor?"

"Beşiktaşlılık eskiden beri duruşu olan, felsefesi olan yapıda. 20 yıl önce de öyleydi, şimdi de öyle. Farklı bir duruşu olan, illa ki takım şampiyon olacak diye beklentisi olmayan, ilkeleri olan bir duruştur."

"Sizin için Beşiktaş efsanesi kim?"

"Futbolcuların hepsini çok seviyorum, Beşiktaş'a emek vermiş birçok futbolcuyu seviyorum. Bizler büyürken Metin-Ali-Feyyaz'dı. Fakat futbolcudan önemli, yöneticiler vardır. Kimse söylemez. Efsaneler aslında başkanlardan ve yöneticilerdendir. Neden? Futbolcuya transfer ücretini ödersin, kimi zaman yeri gelir başka takımın formasını giyebilir, öpebilir, profesyoneldir. Buna saygı duyarız. Futbolcudur o... Bence futbolcudan ziyade ona emek harcayan yöneticisinden, malzemecisine kadar, başkanına, taraftar grubunun başkanına kadar efsanelerdir. Ben öyle görürüm. Çünkü onlara dünyaları bahşetseniz takımlarını değiştirmezler. Bu nedenle Süleyman Seba'yı efsane olarak görürüm. Çok sporcular, futbolcular var, şimdi hocalık yapan Rıza Çalımbay vs... Hepsini de seviyoruz ama dediğim gibi efsaneye bakış açım Beşiktaş için emek vermiş emekçi kişiler."

"Feda sezonu çok şey ifade ediyor Beşiktaşlılar için. Siz ne söylersiniz?"

"Feda döneminde ben de varım dedim ve bir konser vermek istedim. İzmir Açıkhava Tiyatrosu'nu tuttuk. Binlerce kişi geldi. Toplanan bütün gelirini Beşiktaş'a aktardık. Bizim için çok güzeldi, formalarımızla çıktık... Bir sanatçının takımını ayakta tutmak için küçücük de olsa bir desteğiydi. Orada dayanışma ruhu çok önemliydi. Heryerde feda gündeme geldi ve feda sayesinde insanlar para gönderdiler, tshirt, atkı aldılar. Feda dönemi, fedakarlık dönemiydi. Ben her zaman Beşiktaş için fedakarlık yapmaya hazırım."

Konser demişken.. Beşiktaş için bir şarkı hazırladınız Birol Can ile birlikte. Sizden hikayesini dinleyebilir miyiz?

"Bana daha önce de söylendi. Beşiktaşlı sanatçısın, Beşiktaş'a marş yap diye. Yöneticiler de söyledi ama ben şuna inanan bir adamım: Ismarlama bir marş olmuyor ve tutmuyor. Beşiktaş tribününden gelen bir ses var, Birol Can... Çok emek vermiş, şarkılar yapmış. Bu ancak Birol ile olabilir dedim. Geçtiğimiz aylarda Birol aradı. Şöyle bir şey var dedi, hoşuma gitti. Duygu doluydu. Aman aman tutacak; gökleri,yerleri inletecek bir marş olmayabilir ama orada bir samimiyet var, aşk var dedim. Birol'dan dinledim onu, geldik stüdyoda yaptık. Aşk yani... Çok seviyorum o şarkıyı."
"Hatırladığınızda heyecanlandıran, unutamadığınız bir maç var mı?"

"Burada oynanan son Şampiyonlar Ligi Porto maçı beni çok heyecanlandırmıştı. Leipzig de çok heyecanlandırmıştı. O maçları İstanbul'da statta izledim. Çünkü başka bir şeydi. Bir anadolu takımıyla, Fenerbahçe ile, Galatasaray'la oynarsınız. Herkesin heyecanlanma seviyesi ayrıdır. Ama Avrupa'nın devleriyle bir Porto, bir Monaco, Leipzig... Bu bambaşka bir şey. İnsanın kalbi dayanmıyor. Ben çok keyif aldım. İyi ki bize bu tatları verdi Beşiktaş...

"Taraftar grubuna da bakalım istiyorum... Çarşı Grubu için ne dersiniz?"

"Çarşı grubuyla birlikte projeler yaptık. Hayvanlar için barınaklar yaptık. Güzel çalışmalar yaptık. Tabii her grubun kendi içinde ateşli taraftarı, iyileri, kötüleri olabiliyor. Ateşli bir grup, ülke sorunlarına duyarlı... Bence taraftarlığın da hakkını veriyor. Çünkü taraftar sadece takımın hangi futbolcuları transfer ettiğine bakmamalı, sadece o hafta nerede maç vara bakmamalı. Taraftarlık aynı zamanda toplumsal duruşu da, topluma yararlı durumu da yansıtmalı. Bir sivil toplum kuruluşu gibi davranmalı. Ayrım yapmadan davranmalı... Taraftar grubu siyasete girip bir partinin propagandasını yapamamalı ama politik duruşları olmalı. Ülkenin ortak paydasını taşımalı."

"KENDİMİ ÇARŞI GRUBU İLE ÖZDEŞLEŞTİRİYORUM"

"Kendimi bazen Çarşı Grubu ile özdeşleştiriyorum. Çünkü benim söylemlerimde şu vardır: Biz bu ülkenin çocuklarıyız. Ali İsmail Korkmaz da benim kardeşim, şehit olan Fethi Sekin de benim kardeşim. Bizde ayrı gayrı yok. Bizler burada rahat olalım hatta güvenli bir şekilde röportaj yapalım diye şu anda sınırda bekleyen askerler var. Onların hepsi benim kardeşim. Ama aynı zamanda demokratik hakkını kullanıp, benimle aynı fikirde olmadığı için, anarşistlik yapıp demokratik hakkıyla bir twit atıp da şu anda içeride olan insanlar da var. Onlar da benim kardeşim. İşte toplumsal payda bu. Ortak paydada buluşup, hepimizin güzelliği için bir şeyler söyleyebilmeli bir taraftar grubu. Çarşı'yı da eleştirebilirim, diğer taraftar gruplarını da... Eleştirdiğim yerler vardır ama genel anlamda Çarşı'nın duruşu böyle..."

"TÜRK KIZLARINI GÖRMÜYORSUNUZ"

"Küfrün ortadan kalkmasını istiyorum. Küfürlü şarkıların, marşların Beşiktaş taraftarında olmamasını; her yerde olabilir ama en başta Beşiktaş'ta olmamasını; diğer yerlerde de yavaş yavaş artık olmamasını istiyorum. Çünkü kadınlarımızın futbol maçlarına gelmelerini ve renklendirmelerini istiyorum. Diyorlar ki Dünya Kupası'nda aman şu kız, aman bu kıza bak. Oğlum siz Türk kızlarını görüyor musunuz? Görmüyorsunuz.(gülüyor) Çünkü stada getirmiyorsunuz ki. Neden? Küfürlerinizden kadınlarımız, çocuklarımız gelemiyor. Küfrün statlardan ayrışması lazım ve karşıdaki rakip takımın vatan haini gibi değerlendirilmemesi lazım."

"Peki, Beşiktaş'tan futbol anlamındaki beklentiniz ne?"

"Beşiktaş'tan tabii ki şampiyonluk bekleriz ama şampiyon olmasa da olur. Bize güzel tatlar versin, Avrupa takımlarını buraya getirsin, bize heyecan yaşatsın. Bizi her zaman ettiği gibi mutlu etsin istiyorum."

"STADA GİTTİĞİM MAÇLARDA YENİLMEDİK"

"Son olarak toteminiz var mı?"

"Benim totemim yok. Son maçlarda gittiğim hiçbir maçta Beşiktaş yenilmedi. Hatta bazı taraftarlar twit atıyor. Abi ne olur stada gel diye(gülüyor). Ama bunu totem gibi değil, tesadüf gibi görüyorum." (Futbol Arena)

Etiketler :