Orhan Can yazdı: "Hepsi suç ortağıydı"

Orhan Can yazdı: "Hepsi suç ortağıydı"

"Söz konusu erk sahibi bu kişiler, Kadıköy’deki bir maçtaki koca ‘tükürüğe’, 'Bilinmeyen bir sıvı' diyerek ahlaksızlığı örtmüştü..."

Ajans Beşiktaş - Usta gazeteci Orhan Can'ın Cumhuriyet gazetesinde dün yayınlanan yazısının devamını bugün yayınlandı. Can, "Ahlak ve Erdem-2" başlıklı köşe yazısında şu satırları kaleme almış:

Bir futbolcu maç sırasında dürüstçe bir “itiraf” yaptı mı alkışlıyor herkes!
“Centilmenlik” deniyor. “Elime çarptı” ya da “penaltı değil” gibi.
Büyük alkış alıyor!
Oysa, alkışlanacak bir hareket değildir ki bu!
Olması gereken “hareketlerdir”! Kalbinde ahlak, erdem gibi duyguları yaşatanların yapması gereken şeydir o!
Ahlak ve dürüstlüğün, erdemle taçlandırıldığı andır çünkü! Hakemi kandır, emek hırsızlığı yap. Yalandan yere yat, on takla at. Hiçbir şey olmamış gibi ayağa kalk.
Gol at, attır, hak etmediğin puanlar al. Ahlak bu mu olmalı sizce?
“Benim adamım yaptıysa suçsuzdur” dememeli insan! Ahlaksızlığı “ahlak”, erdemsizliği “erdem”, yapmamalı insan!
Hangi takımdan, hangi partiden, hangi düşünceden, hangi renge aşık olursanız olun.. Suçlu, suçlu olmalıdır! Dedik ya bu, iyilikle kötülüğün savaşıdır…
Daha önce anlattım, bir kez daha anlatayım:
Bir Kızılderili Şefi varmış.
Kızılderili Şefi’nin iki de toraman mı toraman köpeği varmış.
İkisi de güçlü kuvvetliymiş.
Birinin adı ‘İyilik’, öbürünün adı ‘Kötülük’müş.. Bir gün torunu kendisini ziyarete gelmiş.
Köpeklerle oynarken küçük çocuk dedesine,
“Dedeciğim, köpekleri kapıştırsak hangisi kazanır?” demiş!
Yaşlı reis, çocuğa şu cevabı vermiş:
“Hangisini daha iyi beslersek o kazanır..”!!
Yazının ana fikri de budur! İyiliği de kötülüğü de besleyen insandır.
Ya çocuklara örnek olacak ya da tarihe “rezil” geçeceksiniz!

***

“Sevgi - Sevgisizlik”, “Dürüstlük - Yalancılık”, “Vicdan - Vicdansızlık”, “Zalimlik- Mazlumluk”, “Onur -Onursuzluk”..vs gibi duyguları yaşatmak sizin elinizdedir.
‘Ahlak’ ve ‘Erdem’ gibi kavramları beslerseniz iyilikler gelişir. “Beslemezseniz” ‘kötülükler’ gelişir, ahlaksızlık “ahlak” olur!
Sporda, siyasette, aşkta, arkadaşlıkta, iş hayatında, ticarette, kısacası hayata dair her yerde geçerlidir Karar sizin!
En Kalbi Muhabbetlerimle.. Ben CAN; Orhan Can..
Not: Söz konusu erk sahibi bu kişiler, Kadıköy’deki bir maçtaki koca ‘tükürüğe’, “Bilinmeyen bir sıvı” diyerek ahlaksızlığı örtmüştü.. Yine aynı erk, Telekom’daki bir maçtaki tükürüğü, o anda kar yağdığı için görmezlikten gelmişti..
Kar tanesi değildi oysa..
Kısaca hepsi “suç ortaklığıydı”..
Melo’nun yaptığı da ahlaksızlığın şahikasıydı. Folklör denilip ahlaksızlık örtüldü.

ORHAN CAN DÜN NE YAZMIŞTI?

İşte Orhan Can'ın Cumhuriyet'te dün yayınlanan "Ahlak ve Erdem-1" başlıklı köşe yazısı:

Ya ahlak kazanacak ya da ahlaksızlık!
Yeryüzündeki son durum budur.
Adalet - adil olmak, her şeyden daha mühimdir.
O bozulursa, önce kırgınlık, sonra küslük, daha sonra isyan çıkar.
İnsanlara adil olan adalet lazımdır.
Bunun için de ‘Vicdan’ gerekir.
Vicdan da insanın içindeki Tanrı’nın arkadaşıdır! Cennete gitmek istiyorsanız vicdanlı ve iyi insan olun yeter.
“Hırsız bendense, hırsız değildir” demek ahlaksızlığın dik âlâsıdır! Sizin adamınız ahlaksız bir hareket yapacak ama siz onu görmezden geleceksiniz. E, siz de ahlaksızlığın ortağısınız o zaman. Van Persie’nin elini cinsel organına götürüp karıştırmasını görmeyen, görmezlikten gelen zihniyet maalesef budur. “Dil çıkarmaktan” da aldığı cezayı indirdiler.
Aslında tamamen kaldırmalıydılar(!)
Bin kez yazdık:
“Yapanın yaptığı yanına kâr kaldığı sürece bir daha yapacaktır.”
Bu, Çetin Emeç’in “suç ve suça teşvik hareketler” için yaptığı tespitti.
‘Kâr kalan’ başkasına da örnek olacaktır.
‘O yaptı, ben de yapmalıyım’ diyecektir!
Hem bu durum, diğer futbolculara da aynı hakkı vermiyor mu?
Futbolcular hakemin önüne gelip, soldan sağa, sağdan sola karıştırdıklarında kimse kızmasın!
Yaa neymiş, ahlaksızlığı görmezden gelmek, “Ahlaksızlığa” örnek olmakmış. Gördün mü? Sanma, o hareketi küçük çocuklar internetten görmedi, görmeyecek!
Çocukların yüreğinde paramparça duygular yeşermeyecek mi sanıyorsunuz?
Çirkin hareketi kim, kime karşı yaparsa yapsın.
Karşı takımı tutan bir kız arkadaşınız, bir küçük kız, bacınız, anne diyebileceğiniz bir kadın yok mu!? Onların suratına nasıl bakar insan?
Aklama röportajı yapan gazeteciye küçük bir kız “Bu hareket nedir” diye sorduğunda, “Yavrum, bizim takımın adamı, tutar orasını mı” der acaba? Hiç mi yüzü kızarmaz?
Ahlaksızın ve ahlaksızlığın takımı, rengi, ırkı, dili, dini, siyaseti, coğrafyası yoktur. Cennette de cehennemde de ahlaksızlık, ahlaksızlıktır oysa!
Yapan ister Beşiktaşlı, ister G.Saraylı, ister F.Bahçeli, ister Trabzonlu olsun.
Bilerek ahlaksızlığı savunmak kadar, acı bir ahlak çöküntüsünün içinde olmak, ne kötü şeydir Tanrım!
Çekinerek ceza indirmekse durum, daha da fena!
Öyle ya; ya da ilgili yerlerde, FETÖ’cüler gibi kendini saklayanlar mı var?

Etiketler :